E-Dergi

Mine Söğüt kendi tarzının dışına çıkarak kısa hikayelerle bize ulaştı ama yine de kendi tarzının dışında değildi. Bana göre hikayecilikte yeni bir soluk oldu. Kadınların başrolde olduğu kısa hikayelerden bu kitap daha ilk sayfalarından itibaren okuyucunun yüzüne tokat atmaya başlıyor. Çok derinden etkiler bırakan bu hikayeleri ve elbette Mine Söğüt'ün sanatsal yeni soluğunu görmek pahabiçilemez.

19.yüzyılın dehası Nietzsche'den Sokrates öncesi Yunan felsefesini dinlemek, eleştirilerini görmek... Daha olağanüstü bir şey yoktur sanırım. Muazzam bir kitap. Hem felsefe severlere hem de Nietzsche aşıklarına şiddetle tasiye ederim.

Usta'dan kalanlar bu kitapta. Çok erken kaybettiğimiz Tezer Özlü'nün karanlık ruhunun derinliklerinde, kendiyle, geçmişiyle, hayatıyla, acılarıyla baş etme ya da baş edememe halleri. Her zaman olduğu gibi yine çok büyüleyici yine çok içinize dokunan tarzda. Tezer Özlü sevenlerin ondan kalanlarla başbaşa olacağı bir derleme.

Nil'in kalemini çok seven biri olarak yazdığı her şeyi takip ediyorum. Özellikle bu kitap insanı son derece motive eden, daha olumlu ve mutlu olmasını sağlayan, tatlı dilli bir kişisel gelişim kitabı gibi. ancak elbette çok daha fazlası. Yolunu bulmaya çalışanlar ve ruhen savrulmakta olanlar için muazzam bir terapi niteliğinde. Ben çok sevdim.

Çok genç bir yazar ve üstüne üstlük bilimkurgu yazıyor. Nasıl olacak derken, bir anda sizi içine çekiyor. Başka bir okuma sırasında atıfta bulunulduğunu görüp almak istedim. İyi ki de almışım. Türklerin böylesine iyi bilimkurgu örnekleri yazması çok umut verici. Tavsiye ederim.