E-Dergi

Oldukça ilginç bir o kadar da saçma(bana göre)kitap.Aşkın ömrünü 3 yılla daha doğrusu bir zaman dilimiyle sınırlandırması saçma. Şüphe yok ki kimse bitirmek için aşka başlamaz."Gerçek" aşk değerini bilen insanlar için sonsuzdur.Onun için yazar herne kadar esprili de olsa aşka zaman biçmesi saçma.Hiç güzel bir yanı yok mu? diyenlere yazarın üslubu çok hoş.Belki de kitabın okunmasını sağlayan tek faktör yazarın üslubu.

kitap Oktay Sinanoğlunun hayatını anlatmaktadır.Hani daha 1.sınıfta öğretmenlerinin keşfettiği o zeki çocuk.Kitapta Oktay Sinanoğlunun ilkokuldan liseye ordan Amerikadaki Yale Üniversitesine uzanan eğitim durumunu,yaptığı buluşları,bilimsel çalışmalarının hepsini nasıl yaptığını bulabilirsiniz.Nasıl dünyanın en genç profesörü olduğu anlatılıyor.Türkiye ve Türkçe aşığı Oktay Sinanoğlu, bu kitap ta çok önemli mesajlar veriyor.Türkiye ve Türk dili üzerine oynanan oyunları müthiş anlatımıyla biz gençlere gösteriyor.TÜRK Aynştaynı kitabı okuduktan sonra batının karşısında ezilmenin burukluğunu üzerinden atıp,nasıl kendinize güven geldiğini daha doğrusu sayın sinanoğlunun bu güveni gençlere nasıl aşıladığını göreceksiniz.25 senesini Türkiye ve Türk diline adamış büyük insan Oktay Sinanoğlunun kitabını okumasını tüm kitapseverlere tavsiye ederim.Türkiye'nin böyle gibi insanlara çok ama çok ihtiyacı var.Teşekkürler OKTAY HOCAM...

Öncelikle kitap bize tarihi bilgi vermesi bakımından önemli.Yazar kıbrıs'ın Türkiye için hatta diğer Avrupa ülkeleri için ne kadar önemli olduğunun altını çiziyor.Bunun içinde Kıbrıs üzerine oynanan oyunları,çirkin planları bize anlatıyor.Eğer KIbrıs'ın elden çıkması durumunda ortaya çıkabilecek durumlardan söz etmesi üzerinde düşünülmesi gereken bir konu.Herkese öneririm.

yazar Sedat Cereci televizyonun günümüzdeki yerini,zararlarını az da olsa faydalarını bize anlatıyor.Gerçekten de etkileyici bir kitap.İnsan okuduktan sonra yoksa ben de mi "thomas sendromuna" yakalandım demekten kendini alamıyor.Hele kitabın son bölümünde yapılan araştırmanın sonuçları içler acısı.Televizyonun en çok 25-55 yaş arası izlendiğini ve boş zaman geçirme faaliyeti olarak görüldüğüne yazar dikkat çekiyor.En çok televizyon izleyenler arasında öğrencilerin bulunması da toplumumuz için üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.Gençlere televizyon izlemeseydiniz ne yapardınız? sorusuna gençlerimizin çoğu sohbet ederdik ya da kahvede otururduk diye yanıtlamışlardı.İlginçtir ki hiçbir öğrenci kitap okurdum diye bir cevap vermemiş.Televizyonun Sosyolojik Boyutu gerçekten okunması gereken bir kitap.Çünkü farkında olmadan karşısında vakit geçirdiğimiz sözde sosyalleşme(daha doğrusu sosyalleşememe)aracı televizyonun ne kadar da ilginç bir buluş olduğunu yazarımız harika anlatmış.

Kİtapta Avustralya'nın yerlileri olan aborjinlerden bahsediliyor.Aborjinlerin teknolojiğe nasıl karşı koyduklarını Marlo Maorgan bence çok ta güzel anlatmış.Kitapta verilmek istenen bence en önemli mesaj şu:"Doğa insanlığın tüm ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek güçte"Aborjinler de bunların farkında ve bunları çok güzel kullanıyorlar.Kitap okunduktan sonra dünyamızda kaybolan bazı değerleri(kardeşlik,dotluk,barış,sevgi gibi)hatırlatması bakımından da değerli bir kitap."Bir Çift Yürek" adlı müthiş eseri okuduktan sonra aborjinleri daha yakından tanımak isteyebilirsiniz.Bu kitabı okuyanlara ayrıca "sonsuzluğun mesajı" adlı eseri de öneririm çünkü bu kitabın devamı niteliğinde.Tüm kitapseverlerin dikkatine...