E-Dergi

Bir Fransız olduğu için katı prensipleri bırakıp kötümserliği en yumuşak biçimde anlatmış bence.
Ayrıca şöyle bir sonuca içinizden varabilirsiniz.
En iyi olan en az kötü olandır.

Okuduğum iyi kitaplardan biri sayarım kendimce. Çünkü kitlelerin ahmakça hareketlerinin sebeplerini öğrendikçe kitleselliğin ve toplumsallığın değil bireyselciliğin daha önemli olduğu sonucuna varıyorum.

İnsan, Deniz Kıyısında Koşan Alaköpek öyküsünü okuduğunda belirli dar mekanda vuku bulan bir olayın kişinin iç dünyasında ne kadar geniş olabileceğini anlıyor.

İlginç ve eski zamanın psikolojisine sahip bir karakter tarafından anlatılan olaylar. Kitapta bazı iddiaların bize göre baştan kabul edilememesi ( Muhammed'in yalancı olduğu iddiası gibi) ve bazı kiliselerde olduğu iddia edilen saçma olaylar yazarın yalancılığından değil o zaman ki batıl inançlar ve cahilliklere dayanıyor. Ama neyin doğru, neyin yanlış olduğunu rahatça anlayabiliyorsunuz. Birşey daha söylemek istiyorum; kitapta bizim Osmanlının ve Türklerin hep iyi olduğuna dair söylentileri çürütmeye aday iddialar var. Ne kadar doğru ne kadar yalan bilinmez. Ama Bayezid'in Niğbolu'da esir düşenlerin, kendi gözleri önünde kellelerini aldırması bana ne yalan gibi ne de pek insancıl gibi geldi doğrusu (Aslında zamanına göre en iyi Türkler'di deseler daha doğru olur). Ve tabi ki Semerkandlı Özbek(Türk) - Moğol Timur'un yaptığı var ki o da okumanıza kalsın. Ben bu kitabı edebi eser yönünden çok, eski batıl anlayış(eski kafa) ile anlatımını beğendim. Tavsiye ederim.

Göçebeliğin hep zararlı yönlerini anlatıp etrafa ahkam kesen külhanbeylerine iyi bir ders veren bu kitap. Kazaklığı, Türklüğü(Türkiliği), birliği ve ulusal kültürü çok güzel anlatmış.