E-Dergi

Çoğumuzun bir dilekçeyi bile doğru düzgün yazamadığı aşikar. Bu kitap her ne kadar üniversite seviyesi öğrenciler için yazılmış olsa da konuyla ilgilenen ve yazım kurallarını, türlerini vs. öğrenmek isteyen herkese hitap edebilecek kapasitede ve kolaylıkta. Dilekçe, tutanak, rapor vs. nasıl hazırlanır; konferansla seminerin farkı nedir, nasıl iyi bir makale yazılır hepsi bu kitapta güzel bir şekilde anlatılmış.

Türk Dili ve Edebiyatı ile Türkçe Öğretmenliği bölümlerinde okuyan öğrenciler ve eski dille ilgilenenler için en temel kaynak. Her ne kadar internet üzerinden sözlükler dağıtılsa da, hiçbirinin kelime hazinesi bu eser kadar geniş değil. Kelimelerin Osmanlıca yazılışları, kökeni vs. gibi bilgilerde içermesi eseri tam anlamıyla bir başyapıt yapıyor.

Sigara içen herkesin sigaranın zararlarını bildiği aşikardır. Benim fikrimce, ne kadar terapi yapılırsa yapılsın, sigaranın ne kadar kötü bir şey olduğu yazılırsa yazılsın, çizilirse çizilsin bırakmaya niyeti olmayan birisi kesinlikle bırakmaz. İş, insanın iradesinde bitiyor. Ben hiç sigaraya başlamadım, demek ki başlangıç yapmamak gerekiyor.

Ayrıca, çevremde gördüğüm kadarıyla, sigara yüzünden ölümden döndüğü halde onu hala bırakamayan insanlar var. Umarım -hiç sanmasam da- bu eser bu konuda yeni bir şeyler vaat eder.

Bundan 100 yıl öncesine kadar folklor çalışmaları önemli bir yere sahip değilken, günümüzde önemi oldukça fazladır. Konusunda uzman hocalarımızın hazırladığı bu kitapta halk edebiyatına ve onun ürünlerine dahil her şeyi bulabiliyorsunuz. Mesela masal ve hikaye en çok karıştırılan iki türdür. Bu kitaptaki bilgileri okuduktan sonra bu karıştırma hatasına bir daha düşmeyeceğinizin garantisini verebilirim.

Çanakkale savaşlarında düşman askerleri Türklere esir düşmektense kendilerini öldürmeyi yeğliyorlarmış. Soranlara da "Türkler insan eti yiyorlarmış, bizi de yerler" diye cevap veriyormarmış. Bu baştan beri var: Türk korkusu ve Türkleri barbar olarak görme... Bu eser, Osmanlı İmparatorluğu'nun batılı devletler tarafından görünen şeklinden ziyade gerçek tarafını anlatıyor. İlber Ortaylı gibi bir isimden de bu beklenirdi...