E-Dergi

Yine bir Zweig klasiği insan psikolojisinden o kadar iyi anlıyor ve bunu harmanlıyor. Kendimi olayların içinde yer alırken buluyorum. Onlarla geçmişe ışınlanıp geleceğe yön vermeye çalışıyorum. Diğer eserlerine oranla daha az beğendiğim bir eser oldu. Bu belki sonunun net bir şeye bağlanamamasından kaynaklı olabilir.

3 farklı hikayeden oluşan ve en sonuncusu bitmeden yarım kalmış bir öyküsü Zweig’in. Genel olarak üç öyküsü de güzeldi ama Lyon’da Düğün adlı eseri daha bir dokundu yüreğime…

Ah be Martin Eden seni okumak için neden bu kadar geç kaldım. Sen bilgi edinirken beni de bilgilendirdin. Kimse sana inanmazken kendin inandığın amaç uğruna savaştın ve kazandın. Hep kendindin aslında hem öncesi hem sonrası ama insanlar...

Tavsiye üzerine aldığım bir kitap, Küçük Prens'ten daha çok etkiledi bu kitap beni. O kadar akıcı ve sürükleyiciydi ki bir çırpıda okudum

Öyle çok duygulandım ki Zeze ile kah güldüm kah yaramazlık yaptım kah dayak yedim. Çocuklar acımasız olur derler hani ama Zeze öyle naif iyi kalpli biri keza bunu görse bana hıh melekmişim diyip gülerdi...