E-Dergi

okuduğum süreç içerisinde abuk subuk rüyalar görmeme vesile olmuş kitaptır. konusu olsun, kurgusu olsun gerçekten sıradışı bir kitap. yüksek lisans öğrencileri ve freud'cu olcayto hocanın diyalogları çok keyifli.

ipek çalışlar'ın belli ki oldukça fazla belgeyi, anıyı ustaca toparlayıp zararsız, küçük kurgularla birleştirerek ortaya çıkardığı biyografi. türk tarihinde neredeyse adına hiç rastlamadığımız, atatürk'ün eski eşi latife hanım hakkında 500 sayfalık bir kitap.

george bowling birinci dünya savaşında savaşmış, ikinci dünya savaşı başlangıcında da gelecekten hiç bir beklentisi olmayan depresif bir sigortacıdır. tek istediği özlem duyduğu çocukluk günlerine dönebilmek ve balık tutmaktır. başlangıcı varoluşçu bir roman havası verse de ilerleyen sayfalarda modern anı-roman moduna giriyor. kapakta hayvan çiftliği ve 1984'ün tohumlarının atıldığı bir roman deniyor kendisi için. daralmayı, bunalmayı çaresizlik ve hüsranı çok güzel anlatmış.

biraz uzun ancak etkileyici bir aşk hikayesini anlatan kürşat başar romanı. tabiki kurgulanmış ancak gerçekten yaşanan fedakarlıklarla dolu bir aşkın anlatıldığı düşünülürse kitap etkileyici bir kimliğe bürünüyor. ayrıca "rastlantıları yönlendirdiğinizi sanırken aslında onlar mı belirliyor rolünüzü" diyen yazarın da belki böyle yasak bir aşk yaşadığını düşündürten roman.

don kişotun dulcinea del toboso'ya olan aşkı gibi bihruz beyin periveş hanıma olan nev-i şahsına münhasır aşkını anlatır. tabi bir yandan özenti fransız millliyetçiliği, vurdumduymaz gösteriş meraklılığı bu arada kaybedilen değerler .vs işlenmiştir.

günümüzde yazılsaydı moda dergilerinden fırlamış tiki bir genç kıza aşık olan amerika özentisi reinacı, altında gösterişli bir arabası olan ama kredi kartını ödeyemeyen genç misali olurdu bu bihruz bey.