E-Dergi

Tanzimat yıllarına, zamanın aydıncıklarına ve Abdulhamit dönemine ışık tutan önemli bir çalışma.... Okudukça etrafınızdakilerle paylaşmaktan ve o yılları konuşmaktan, günümüzle karşılaştırmaktan kendinizi tutamayacaksınız...

Bu kitaba neden bu kadar az yorum yazıldı anlayamadım. Bu insanı tanıdıktan sonra bütün kitaplarımı yakmak, günümüzün bütün aydın ve yazar-çizer takımını karşıma alıp onlara birer şamar atmak, sonra da hepsine bu kitabı hediye ederek, okuyun ve üzerinde bir ay düşünün gelin, sınav yapacağım demek geldi.

Şu an kitap elimde... Anlatımıyla okuru farklı bir dil evreninin içine doğru çekiyor. Kelimeler ve cümle kurgusuyla kullandığınız dilin dışında yeni bir dünyanın kapılarını aralayacak gibi oluyor okur. Ancak konu ve kahraman detayında aynı şeyleri söylemek zor. Hatta buradaki edebiyat dışı zorlama okuru eserin eşiğinde kalmaya mahkum ediyor. Dil ustalığının içinde konu ve kahraman da sanki bir farklılık yaratıyor ama yok öyle bir şey. Zebercet adlı kahramanımız, cinsel fantezileri olan bir tipin ötesine geçmiyor. Bundan başka hiç bir yönü iz bırakmıyor okur üzerinde. Kitabın arkasında ve yorumlarda vurgulandığı gibi Zebercet edebiyatımızın unutulmaz tiplerinden biri değil. Hatta tip bile değil. Sadece mandıralarda gözlemlenebilecek bir canlı örneğine benziyor.

Nar Ağacı var ama nar tadı yok, hatta ortada her bir tanesini özenle yiyebileceğimiz bir nar bile yok. Trabzonlu var ama akılda kalan bir Trabzon kahramanı yok. Trabzon var ama okuru içinde yaşatan bir Trabzon manzarası yok. Ne diyebilirim ki? Bütün eserlerini okuyan bir Nazan Bekiroğlu hayranı olarak çok şaşırdım. Yeni bir tarz deneme çabası alışılmış ve sevilen Bekiroğlu üslubunu epeyce örselemiş. Kurguda zorlamalar, zaman, mekan ve olaylarda büyük boşluklar, dilde coğrafyaya nüfus edememe var. Hatta bu dil konusunu gizleme çabası ve coğrafyanın dilini kullananları romana konuk etmeme, konuk olanları da etkili konuşturamama problemi var. Resimlere giren ve onları canlandıran anlatıcı tavrı güzel ama yetersiz. Kurguda modası geçmiş olağanüstülükler sezinledim ara sıra. Kurgusu ve dili çok sorgulanmalı bu eserin...

Zaman gazetesindeki yazılarından takip edip anlamaya, tanımaya çalıştığım bir yazar. Şu anki düşüncem bu kadını gazetede ne diye tuttuklarına takıldı kaldı. Çok farklı dünya görüşlerine sahip ustaların bulunduğu ve hasbihal yaptıkları bir ortamda bir şeyler söylemeye çalışan acemi... O yazıları yazan birinden yeni ve kayda değer bir şeyler bulacağımı sanmıyorum bu romanda.