E-Dergi

Yazarın okuduğum ikinci kitabı, dilini sevdim,anlatımı akıcı ve samimi..Ankarada geçmesi ayrı güzel... Önce 1960lar döneminden Suna'nın çocuk gözleriyle bakıyoruz hayata,Ankara'ya,aşka,aile ilişkilerine ve siyasete; kitabın ikinci kısmında ise Suna'nın çocukluk arkadaşı Emel'in genç kız gözlerinden bakıyoruz bu defa 1980 panoromasına...Kısa sayılabilecek bir metin zamanın ve anlattıklarının genişliği ve derinliği düşünüldüğünde ya da tadı damağımda kaldığından öyle geldi bana..

İnsanın içini ısıtan, günlük hayatımızdan sıcacık öyküler..Bir hikayedeki yan kahramanın diğer hikayede baş kahraman olarak karşımıza çıkması ve öykü kitabı da olsa bu şekilde öyküler arası bir sürekliliğin olması da ayrıca hoşuma gitti. Yazarın kalemine ve kalbine sağlık..

Bu tip gerilim kitaplarında hep bir sonunu tahmin ederek okumaya çaba olur ya,bunda o çabaya girmeyin,tahmin etmek çok çok zor. Tam serim, düğüm, çözüm tamamlandi dediginiz yerde birden farklı birşey oluveriyor. Tarzı sevenlere tavsiye edebileceğim bir kitap(ancak müstehcen sahneler fazla,bilginiz olsun)

Aslında türünde güzel bir örnek ama sanırım verdiği örneklere, bahsettiği konulara çok hakim olmadığım için okurken yer yer koptum. Tek kişi üzerinden akan bir olay,onun düşüncelerini okuyoruz çoğunlukla kitap boyunca.

Güzel ve sürükleyici bir kurgusu var, sonunu tahmin etmek güç,her bir tahmini tek tek ıskartaya çıkarıyor yazar. Türünde başarılı buldum, heyecanlı bir gerilim filmi izler gibi..