E-Dergi

Asil... Romanımızın baş kahramanı. Bazen bir deli, bazen bir dahi. Kitap felsefik olarak başlıyor, 50.sayfadan sonra hikayeye giriyor. Merhamet ve acımasızlık hat safhada. 2 ayda 2 kitap yazan, bazende medyumluk yapan bir karakter var karşımızda. Hakan Günday kalitesi diye bir gerçek mevcut artık hayatımda.

Öncelikle bitmememesi için çok direndiğim ilk kitap. Söylenenlerin aksine kitapta bulunan karakterler karışık değil. Çünkü yazar kişileri o kadar güzel betimliyor ki size, siz kimin kim olduğunu, yazarın kimden bahsettiğini çok güzel anlayabiliyorsunuz. Sadece dikkatinizi kitaba vermeniz gerekiyor

Güzel kadın Didem Madak, bu isim geçince aklımdan ne geçireceğimi bilemiyorum son kitabını da okudum ve ayrılık vakti... Hani şey... İlk aşkınızı yaşarsınız ve biter ya öyle buruk bir his var içimde tuhafım çok tuhaf...
Aslında o bizi çoktan bırakıp gitti 2011 yılında henüz 41 yaşındayken aslında çok yaşayacağı anılar vardı, daha fazla anı biriktirip daha çok çiçek kokutacaktı şiirleri...

Sesimin tonunu emanet ettiğim AHLAT AĞACI”, diyerek başladığı şiir kitabı tek oturuşta okuyabileceğiniz türden. Ah! der yazar ve o sesin tonunu hissedersiniz...Toplamda 76 sayfa ve 9 şiirden oluşuyor. Beni en çok etkileyen şiirleri Ah’lar Ağacı ve Karınca Kumu oldu. Kitabı ilk duyduğumda ilgimi çeken şey ismi olmuştu.

Bu kitapta yer alan şahıs ve mekanların gerçekle alakaları tamdır. Kahramanları hep yanlış ata oynayanlardır. Kediler, kadınlar, muhabbet kuşları, gözyaşları… Hepsi sahiden vardır ve bir dönem yaşamışlardır. Şiirden hazzetmeyenler, ‘Grapon Kağıtları’nı yılbaşı ve diğer ehemmiyetli günlerde evi süslemek için kullanabilirler ya da bir ruh çağırma seansında, inatçı ruhlara seslenen uyduruk şarkılar olarak mırıldanabilirler.