E-Dergi

Ahmet Ümit'in kitaplarını çıkar çıkmaz alıp okurum. Bu defa da aynısını yaptım. Ancak romanda gereksiz bulduğum ve kitabı basitleştirdiğini düşündüğüm çok yer var. Yine katilin aşırı derece masum gösterilmesi şüphenin bazıları üzerine özellikle çekilmeye çalışılması katilin kimler olmadığını açıkça gösteriyor. Yazarın romanın bir kahramanı olarak kendinden bahsetmesi ve kurduğu geleceğe dair bazı cümleler "bu ne şimdi?" dedirtti bana. Bazı kitapların hem sonunu merak eder hem de bitmesini hiç istemezsiniz. İşte bu öyle bir roman değil, zevkli olduğundan değil sıkıcı olduğundan bitsin istedim. Eğer Ahmet Ümit takipçisiyseniz mecbur alıp okuyacaksınız, onun haricinde okumak gerekmez.

Bu kitapta yazarın anlatımına bir kez daha hayran oldum. Konuları anlatım biçimi sizi içine çekiyor. Bahsettiği konular uzak bir coğrafyada ya da kültürde değil sanki yanıbaşınızda yaşanıyor gib. Özellikle öğretmenler için tavsiye edebileceğim bir kitap.

Uzun zamandır bekliyordum ve Daniel Pennac romanlarıyla boşluğu doldurmaya çalışıyordum. Siparişi verdiğimden beri merakla ve sabırsızlıkla kitabın yolunu gözlüyorum. Kesinlikle bambaşka bir dil. Başlangıcı da ortası da sonu da şaşırtan, zevk veren iki kitabını okudum. Bekliyorum.

ilk 40-50 sayfa bir şey anlamadan okuduğum ama yılmadan devam edince çok beğendiğim bir roman. O yüzden kitabı kesinlikle okuyun ama ilk sayfalarda yılgınlık göstermeyin. Karakterleri tanıyıncaya kadar biraz zaman geçebilir. Hemen ardından silahlı periyi okumanızı tavsiye ediyorum.

Bu kitaptan önce "gulyabaniler cenneti"ni okuyarak karakterlere aşinalık kazanmalısınız. O zaman roman çok hareketli ve zevkli hâle geliyor. Birden çok kişinin ne yapacağını merak etmek okumayı devam ettiren unsurlardan. Murat Menteş'in daha zor okunan hali gibi.