E-Dergi

Dede Korkut hikayelerinde bir husus dikkatimi çekiyor. Küçümsediğimiz Yeşilçam filmlerinin senayo formatını bu hikayelerde de görüyoruz. Bunu hikayeleri eleştirmek için söylemiyorum. Tam tersine bu özellik, hikayelerin halkın nabzını nasıl ustalıkla tuttuğunu gösteriyor. Hikayelerin her açıdan birer şaheser olduğuna katılıyorum.

İyi niyetle yazılmış ama zayıf bir kitap. Yazar tarihe tanıklıkta biraz eksik kalmış. Mahkemeler toplumun aynasıdır. Daha iyi şeyler yazabilirdi.

İnancı alkolü yasaklayan Türk toplumu, şerbet ile harikalar yaratmış. Hemen her meyveyi ve otu değerlendirmiş. Bu kitap kütüphanemizde değil, mutfağımızın bir köşesinde durmalı.

30-35 yıl öncesinin gazete makaleleri. İ.Özel bunları çok önemseyebilir. Vaktinizi harcamasanız iyi olur.

Lagerbring 1707-87 arasında yaşamış. İsveçin ilk tarih profesörü. Gotları incelerken Türkler karşısına çıkmış ve hiç kıvırtmadan gerçeği yazmış. Türklerin ve Türkçenin Normanlar üzerindeki etkisini açıkça ortaya koyuyor.