E-Dergi

O kadar kitap okudum bu kitapla çok farklı şeyler öğrendim. Atatürk'ün başarı sırrı, şimdiki iktidarın başarı sırrı, şimdiki muhalefetin başarısızlığının perde arkası, millete inanıp örgütlemenin, bunu yaparken de hep üst yönetimden inkılabı başlatmanın, halka yaymanın, o günlerin koşullarında halkı saltanattan kendini yönetme olgusuna alıştırmanın kitabı. Halktaki kendi geleceği hakkında karar verme açlığı aslında kendini böyle göstermiş. Yoksa halka rağmen bu kadar şey yapılamazdı.Önce ordu değil, halk demiş Atatürk. Yılmamış, hep yeni strateji geliştirmiş, en başından beri inandığı hedefe yürümüş hep. Onun azmi ateşlemiş milleti. Devrimini tam bitiremediğini de anlıyoruz. Kütüphanemde baş köşede olacak bu kitap.

Okunması çok zor baştan söyleyeyim. Ama değiyor. O zamanlar neler yaşanmış daha iyi anlamak için, olayları zamanının şartlarında değerlendirebilmek için, günümüzde insanları ötekileştiren basın gücünün bir milleti nasıl bir tuttuğunu görmek için mutlaka alınmalıdır. Savaşın sadece cephede olmadığının bariz kanıtı. O günlerde sadece ülke içinde değil dünyadaki siyasi ve askeri olayları da yorumlayarak bunların ülkemize yansımalarını açıklayarak halkı bilinçlendirmeye çalışmışlar. Ben eğer varsa Büyük Taarruz zamanında çıkmış gazetelerin de çevirisini bekliyorum, merak ediyorum.

Hızlıca okudum. Atalarımızla gurur duyacağımız olayların yanında, bugün medeni denilen devletlerin geldiği yerleri ve geçirdikleri evrime rağmen halen devam eden emperyalist düşünceleri anlatıyor kısa olaylarla. Bildiğim bilmediğim bir sürü olay anlatılmış. Bana biraz dağınık geldi. Aldığım için pişman değilim ama çok da tavsiye edemeyeceğim. Çocuğuma okusam hayret edeceği tarihi gerçekleri öğrenecek de olsa, dediğim gibi biraz dağınık geldi akış.

Milli Mücadele yıllarında senelerce savaşmanın verdiği can kayıpları yüzünden nüfusu azalmış, kalan nüfusundan yetişkin erkekleri yine cephelere sevk etmiş bir milletin, köylerine, şehirlerine yapılan işgaller karşısında bir an bile gözünü kırpmadan tehlikelere atılan çocuk kahramanlarımız ve yaptıkları anlatılmış kitapta. İnsan hayret ediyor…Gururlanıyor.
Zaten savaşlar, yokluk demek, yoksulluk demek. Başta ana-baba yok ya da yaralı demek. Evler köyler yakılmış yıkılmış, kardeşler birbirine emanet. Hastalıklar ayrı bela. Bu hallerde bile nasıl bir iman, eğitim, kalite, özgüven, cesaret aşılanmış çocuklarımıza. Şimdikiler facebook ve cep telefonu sarmalından kurtulamıyor. Boş boş 20 yaşına gelince de hayatını nasıl devam ettireceğini bilemiyor. Kaliteli yetişmemiş ki kaliteli yaşayacak parası olsun, sonra da bir ömür mutsuzluk.

Hepsinden Allah razı olsun. Ben kendi adıma bu eserleri kitaplığıma kazandırıp çocuklarıma bırakmak istiyorum. Nerelerden geldiğimizi unutmasınlar. Hazırlıklı olsunlar.

Merhaba. Ahmet Bey'e o kadar imrendim ki anlatamam. Nasıl olması gerektiğini bildiği yanlışları düzeltmek için genç yaşta yetkili konuma gelmiş. Allah da mahcup etmemiş. Bence bu kitabı önce, başarı istiyorsa altında çalışanlara nasıl davranması gerektiği konusunda yöneticiler okumalı. Söyleyecek çok şeyim var da.... Neyse!!! Ahmet Bey; tekrar tebrikler kafalarda değiştirdikleriniz için, ayrıca teşekkürler, yapmak yetmez yazmak da lazım dediğiniz için.