E-Dergi

Bu kitabı ilk olarak ya ortaokul son sınıfta, ya da lisenin başında okumuştum. Seriyi tamamlamak nasip olmadığı için, yıllar sonra yeniden okuyorum. (Tabi tadı damağımda kalmıştı ve nereye varacağını da merak ediyordum) Yetim bir sabinin, yaşadığı onca zulüme baş kaldırıp bir halk kahramanına nasıl dönüştüğüne şahit oluyoruz adım adım. Aşkından olmasa, başka bir şey yüzünden yine İnce Memed olacaktı. Kara kuru bir oğlanken çizmişti aslında yolunu, ama hem yufka yüreği hem toyluğu o yola yeniden girişini erteledi. Kitabın arkasından doğrudan alıntı yapayım ; Yaşar Kemal'in söyleyişiyle "içinde başkaldırma kurduyla doğmuş" bir insanın, "mecbur adam"ın romanı.

Cioran'ın kendi perspektifinden tarihe bakış ilginç bir deneyimdi benim için. Doğru ve yalın, acı gerçekleri tokat gibi yüze vurduğu da oluyor havada kalan tespitleri de. Dikkatli okumak gerek.

Kısa kısa aforizmaları ile belki de Cioran'ın okuması en kolay kitaplarından biri. Yine de beyin kıvrımlarınızı zorladığını hissedeceksiniz.

Depresif, yorucu bir kitap. Kurgu ve gerçekliğin iç içe geçtiği bu ilginç yazınsal türde, neyin nereye kadar kurgu nereye kadar gerçek olduğunu asla anlayamıyoruz. Okurken beni de insanlığımı yitirmenin eşiğine getirdi, Japon edebiyatına çok düşkün değilseniz tavsiye etmem. Başlamak için doğru kitap değil bence. Yine de derin karakter analizleri beni tatmin etti.

Yormadan okunabilecek polisiye bir öykü, suçu öğreten değil suçlu kişiliğinin nasıl kazanıldığına yönelik denebilir.