E-Dergi

Artık Zweig incelemesi yapmayı düşünmüyorum sürekli tekrara düşüyorum.Çünkü onun kendine has bir tarzı, üslubu var.Hikaye örgüsü ve tema aynı hep , evet farklı farklı konuları ele alıyor ama işleniş aynı, duygu yoğunluğu aynı...

Bugün biten ikinci kitap. İkisi de birbirinden güzel, anlamlı, hafızama her yönüyle kazınan eserler...
Bir adadan bahsedildiğini zannederek başladım okumaya, ancak anlatılan bir adamın öyküsüymüş meğer; yanılmışım.
Kralın kapısına gelip bir tekne isteyen, nedeni sorulunca da 'bilinmeyen ada' aradığını söyleyen ve denizcilikle alakası olmayan bir adamın öyküsünü okuyoruz bu kez. Bir temizlikçinin de katılmasıyla iki kişi oluveriyorlar.

Herkese yeni incelememden merhaba. Sevgili Pınar Yiğitcan kitapla beni neee kadar mutlu ettiğini bilemezsin. Keşke sen de bu serinin güzel büyüsüne kapılsan:\ çok yalvardım ama çok inatçısın yahu:) Bari bu incelememle fikrini değiştirmeyi ümit ederekten başlıyorum duygularımı yazıya dökmeye:)

Halil Cibran’ın kaleme almış olduğu ikinci kitabıdır.
Kitapta, aşk ve özlem temasında yazılmış, geniş bakış açılı, daha derin bir bilgelik; sıcak, yumuşak bir sevecenlik taşıyan, yine de kontrollü bir ironiye sahip, bir çoğu güncelliğini yitirmeyen konular yer almaktadır.
kaygısını usta çizgilerle süsleyerek kelimeleri ustalıkla kullanarak bilge kişiye ermişe dönüşmenin anahtarının habercisi olan bir kitaptır.

Sene 1900lerin sonu milenyuma gireceğiz. Ortaokuldayız. Çok sevdiğim, gecemizin günümüzün bir geçtiği, sevdiğimiz yemeklere kadar her zevkimiz ortak olan arkadaşımla tek farkımız; ben kitap okuma delisi o ise hiç sevmezdi.