E-Dergi

Covid 19 etkisi ile beşik gibi sallanmakta olan dünya ekonomilerinde tartışılmaya değer bir sistem öneriyor Artuğ Hoca. Okumanın tam zamanı. Tezini sağlam savunmak için haliyle teknik detayları da içeriyor, ama gayet akıcı ve rahat okunuyor kitap.

Kitabı okuyunca, yakın tarihten anlatılan hiçbir vaka size bugün için de yabancı gelmeyecek. Yale Üniversitesi’nin saygın bir tarih profesörü olan yazar, oldukça anlaşılır bir dille ve basit şekilde madde madde 20 anektodu anlatmış, dolayısıyla kitap kısa ve bir çırpıda okunuyor. Zaten kıymetli olan da mesajı olabildiğince özlü bir anlatımla aktarabilmek. Tüm dünya ülkelerinin kapısında bekleyen ve Covid-19 ile de yerini iyice sağlamlaştıran faşizm ve diktatörlük tehlikesini gözler önüne seriyor. Kütüphanenizde kesinlikle bulunsun derim.

“Atatürk’ün Cumhuriyet Akıncısı” ünvanını sonuna kadar hakeden bir devlet adamının portresi. Ne kadar idealist ve azimli bir kuşakmış onlar. Ve Nurullah Esat Bey de 1946’dan sonra; Hasan Ali Yücel, İsmail Hakkı Tonguç, Şevket Süreyya Aydemir.. dahil tüm diğer millici kadro gibi yavaş yavaş tasfiye edilmiş, vefasızlıklarla karşılaşmış. Cumhuriyet sanayisinin temellerini atan Sümerbank’ın efsane genel müdürünün bu etkileyici hikayesini muhakkak okuyun, genç kuşaklara okutun. Yeni milli uyanışlara ilham verecek bir eser.

Türkiye’de tarımın sorunlarını 360 derece anlatan ve akılcı öneriler sunan bu tip çok boyutlu bir başka kitap daha var mıdır, emin değilim. Franklin Delano Roosevelt’in Büyük Buhran sonrası 1933’de ABD’de devreye soktuğu olağanüstü tarım programının Türkiye versiyonu metni gibi adeta. Umarım bir gün vatanperver hükümetlerin elinde madde madde uygulamaya sokulan bir baş ucu kitabı olabilir.

Tek kelimeyle: Harika. Keşke 10 yıl önce bu kitap olsaymış ve okuyabilseymişim dedim tamamlayınca. Kurumsal firmalarda çalışıp kişisel gelişim , performans değerlendirme , koçlar, mentörler, vs. bombardımanı ile kendisi gibi davranamaz hale getirilen çalışanlara, “ruhunuzu satmayın , robot olmayın ve kalıplara sokulmaya karşı durun” mesajını, çarpıcı ama bir o kadar da bilimsel nezaket ile veriyor Brinkmann. Cesur meydan okumalara insanlığın çok ihtiyacı olduğu bir dönemde, saygı görmeye layık bir eser.