Toplam yorum: 3.082.620
Bu ayki yorum: 2.300

E-Dergi

Çepni Tarafından Yapılan Yorumlar

17.02.2008

Yavuz Bülent BÂKİLER'in bu eseri, satır satır okunması gereken; her cümlesinin sindirilmesinin şart olduğu ve Türkistan üzerine söz söyleyeceklerin kesinlikle ulaşması gereken bir çalışmadır.Yazarın şairlik vasfı gibi özelliklerinden ötürü kitap daha da önem kazanmakta.Yazarın Türkistan üzerine izlenimlerini anlattığı bu kitap, bir solukta okunacak cinsten...
14.11.2007

Eski İstanbul nasıldı acaba diye merak ederdim hep.Büyüklerin "İstanbul çok değişti, eskisi gibi değil artık." diye başlayan yakınmalarına genellikle bîgane kalırdım.Rahmetli Samiha Ayverdi'nin İstanbul Gecelerini okuyunca anladım ki kâlâ bile almadığım büyükler çok doğru söylüyorlarmış.Onlara meğer ne kadar haksızlık yapmışım.
Eski İstanbul'u terennüm etmiş Ayverdi bizler için.Aslında İstanbul'un nerden nereye geldiğine ve değişimin boyutlarına dair bir şema çizmeye çalışmış.Bu şemaya yazarın üslûbu farklı bir boyut kazandırmış:İstanbul'u hem yaşayışıyla hem de diliyle anlatmak...Bu da bize aslında eski İstanbul'un -tabir yerindeyse- eski bayramlar kadar nostaljik ve aranılır olacağını gösteriyor...Ruhun şâd olsun Samiha Ayverdi... Teşekkürler...

05.11.2007

Rüzgarlı Pazar...İsmiyle derunî anlamlar içeren bir hikâye.Pazar, sıradan insanların zorluklarla mücadele etttiği ve ekmek kavgasıyla kendilerini unutacak raddeye geldikleri hayat meydanıdır.Rüzgar ise o insanları o "hayat"ta zorlayan kederlendiren ve ansızın nereden geldiği belli olmayan bâdiredir.Pazar denilen hayatta çekilen kutsal çileleri anlatmakta Mustafa Kutlu...Bunun yanı sıra insanların kendilerine münhasır sevdalarını da vermiş ki, bu durum eserin etkileyiciliğini artırmakta.
Sonu yaklaştıkça üzüldüğüm kitaplardan biri Rüzgarlı Pazar.Kitabın son sayfasını devirdiğimde "Rüzgarlı Pazar"ın uğultusunu yüreğimde hissettim âdeta.Yüreğine sağlık Kutlu Hoca...
03.11.2007

Kapıları Açmak, öncelikle bir insanın kendi kapısını açmasıyla başlar.Bu kapıyı, tövbe kapısı,kalp kapısı, sosyal kapılar takip eder.Kısaca maddî ve manevî iki kapı söz konusudur eserde.
Zehra'nın kararı ile hikâye başlıyor.Yolculukta, karar anının sahnesi kırılma yapılarak okuyucuya anlatılıyor.Ardından eve dönüş anının dayanılmaz korkusu...Aslında hikâyenin önemli bir kısmını teşkil eder bunlar.Diğer kısımlar ise bu söylediklerimin mütemmimidir.Zehra, koskoca âlemin koskoca İstanbul'unda yaşayan küçücük ve kaderin cilvesinden nasibini almış bir kuştur.Âdeta yaralı bir kuştur Zehra.Bu yarasını sarmak istemektedir.Ancak çevresindeki dar kalıpların mengenesine sıkışmış insanlar, onun için önemli bir engeldir.Bu engeli azmi ve kararlılığıyla aşacaktır o.Kapıların açılmasıyla Bu engeller birer birer yok olur.İşte Kapıları açmak böyle bir şeydir yazara göre.Birbirini destekleyen maddî ve manevî kapılar...
Mustafa Kutlu, sade;ancak okuyucuyu sarmalayan üslûbuyla nadide bir eser icra etmiş.Onun müstesna üslûbu ve konuya yaklaşım tarzı eserin konusuna renk katmış.Bilhasa -yer yer- Ahmet Midhat gibi okuyucuyla dostâne diyaloglara girmesi eseri daha da önemli kılıyor.
Yüreğine sağlık Mustafa Kutlu Hoca...Bizleri okurken çoşturan,sineye çeken ve bunu yanı sıra eğlendiren güzide eserlerin bâki olsun.