E-Dergi

Sekiz kızkardeşin son iki ferdi olan ikiz Cemile ile Pembe’nin üzerine kurgulanan bu kitap ; bence filmi çekilebilecek türden. İlk sayfalarında kitaba adepte olmakta zorluk çekseniz bile, son sayfalarda puzzle gibi bütün kareler yerine oturuyor ve ummadığınız bir sonuç sizi şaşkınlıkla beraber dudaklarda bir tebessüm yaratmasına sebep oluyor. İnce ayrıntılarla süslenmiş olay örgülerinin ordan oraya sizi sürüklemesine izin verirken bir bakıyorsunuz Elif Şafak yine güzel bir eserle karşımıza çıkmış .Kurgu gayet başarılı. Tavsiye ederim.

Yazar; gündelik yaşamımızda yaşadığımız ikilemleri çok güzel kalem almış. Kavuştuğunda biten aşkları, o olmadan yaşayamam dediğimiz insanların zamanla hayatlarımızdan yokoluşlarını, kadın/ erkek eşitliğinin sözde olduğunu, evliliklerin günden güne yozlaştığını, kadınların yaşam alanlarının ve kalitesinin erkekler tarafından kısıtlandığını, evlilik denen kuruluşun erkeklerin hayatını kolaylaştırmak kadınlarınkinide bir cendereye sokmaktan başka birşey olmadığını, kadınların erkeklere karşı ayaklarının daha sağlam yere basması gerektiğini düşünen yazar; okuyucularını biraz daha derin düşünmeye sevk ediyor. Zevkle okudum tavsiye ederim.

Yazar, bebeklikten ölüme kadar kadın ile erkek arasındaki ayrımı çok güzel dile getirmiş.Kalıplaşmış ataerkil düşüncelerin kadınlar üzerindeki baskısı ve bu baskı ile yaşayan kadınları bekleyen hazin dramlar. Kadınların kaderi midir büyüyünce evlenmek , evlenince çocuk doğurmak, mutlu olmanın yolu evlilikten mi geçer vb. soruları sorgulamamıza neden olan kitabı okumanızı tavsiye ederim.

12 Eylül döneminde bir ailenin yaşam öyküsünü kaleme alan Yasemin Küçükkaya; ailenin her bir ferdinden yaşadığı olayları kendi kalemleriyle birleştirip 12 Eylül'ün gerçek yüzünü okurlarına sunmuştur. Yalın dille kaleme alınan kitapta 12 Eylül döneminde sağ-sol çatışmalarının , siyasi bağların, polislerin, cezaevlerinde işkencelerin, suçsuz yere çoğu insanın cezaevlerinde gördükleri işkencelerin,işlemedikleri suçlardan dolayı adeletsizce yargılanan kişilerin, suçsuz yere ölenlerin, baskın altındaki evlerin bu evlerde yaşayan insanların yaşadığı psikolojik travmaların bu travmalarla yeniden yaşayabilmeyi anlatıyor.

Yazar; romana başkarakter Nergis'in aşk çıkmazıyla başlayıp, daha sonra dönemin siyasi yapısına ustalıkla değiniyor.Her satırında mizahın gücünü hissedebiliyorsunuz. Kah acı, kah mutlu yaşam kareleri çok başarılı bir şekilde okuyucu sıkmadan okuma zevkine sahip olmanızı sağlıyor. Herkeze tavsiye ederim.