kitap çok hassa bir dönemi konu alıyor. hatta " Allah elimizi o kana bulaşmaktan korudu, bizde dilimizi koruyalım" diyerek o dönemden bahsetmeğe pek yanaşılmamış. ama kitap cesurca ve ölçülü bir üslupla, haklı sesblere dayanarak, o dönemi irdelemiş.
sayın islamoğlunun da ifade ettiği gibi: bu dine düşmen olanlar karşımıza çıkıp o dönemle ilgili sorular sorduklarında susup kalmamak için bunların öğrenilmesi gerekiyor.
-biz sahabelerin hepsini bir tutuyorduk. halbu ki; bedir ashabıyla mekkenin fethinden sonra müslüman olanları(tüleka) bir tutmak ashab-ı bedire hakarettir.
-islamın asıl davası imamların derdine düştükleri davadır.
-saltanat öyle bir illettir ki ne hakikat tanır ne hak. tek derdi kendini idame ettirmektir.
imamları imam yapan verdikleri kuru hükümler değil o ahkamın arkasındaki hayattır.
vs. daha çok incelikleri kitabı okuyunca daha iyi anlayabiliyoruz.