E-Dergi

Daha önce bir kıtabını okuduysanız eğer aynı tadı yine alabilirsiniz.Oldukça akıcı bir kitap.Bir hayvanın duygusunu düşüncelerini, yaşantısını, özelliklerini nasıl bu kadar muazzam ve eksiksiz bir şekilde aktarıyor hayret ediyorum.İlk bu kitabını daha sonra beyaz dişi okumanızı tavsiye ediyorum

Kitabın isminden başlamak istiyorum.Amok koşucusu günümüzün tabiriyle bir cinnet geçirme halidir.Belirsiz sayıda insan hayvan önüne ne çıkarsa öldüren en sonunda kendini de bu sona hazırlayan durum.Yazarın ne kadar usta bir kalem olduğunu söylemeye gerek yok.Bu kitap onun elinde inanılmaz bir tat almış.Doktor bir adam yaşadığı toplumdan biraz uzaklaşmak, parasızlıktan biraz kurtulmak için sömürülen başka bir ülkeye belirli zamanda geri dönmek şartıyla gider.Gittiğine pişman olacaktır.Ortama ayak uyduramaz ve yaşadığı ortamda yalnızlaşır.Sonra karşılaştığı bir kadınla gelişen olaylar öyle güzel kaleme almış ki müthiş.Pişmanlığı iliklerinize kadar hissedeceksiniz.Kibirli bir insanı göreceksiniz. Ve sayfalarda kendinizi kaybedeceksiniz.

Orhan pamukla tanışma kitabım oldu.kitap 1969'da Konya/Beyşehir den gelen kahramanımız Mevlüt'ün İstanbula yerleşmesiyle başlar. Yaşadığı aşk hikayesi bir yana o eski İstanbulu öyle bir tasvir ediyor ki yazarımız hayran kalmamak elde değil. Kalın gözüktüğüne bakmayın gerçekten çok akıcı ilerliyor.

Okuduğum dördüncü Agatha kitabı ve katili de bulamadığım dördüncü kitabı oldu. Sonu yine şaşırttı. Gerçekten sürükleyici bir kitabı daha. Benim için kusursuzdu yine. Bütün kitaplarını bitirmeye niyetliyim.Boşuna polisiyenin kraliçesi denmiyor kendisine.

Yazarın şeker portakalı serisini okuduktan sonra okudum. O seri gibi tat alamazsınız ama yine de başarılıydı. Madencilikle uğraşan iki dostun hikayesi ve hikaye gerçek bir hikaye olduğunu kendisi belirtiyor. Ayrıca yazarımızın ilk kitabı olduğunu da öğrendim ama hiç o acemice yapılan hatalara denk gelmedim oldukça akıcıydı.