E-Dergi

Birbirlerine bağlı, her birliktelikte olduğu gibi, çıkar ilişkilerinin de yer aldığı dostlukları olan, samimi bir ilçe eşrafı... Bazen "bir dostluk kitabında bu kadar iltimas, bu kadar çıkar ilişkisi fazla değil mi ama..." diye düşünüyor ama yazarın kurduğu hadise ağı içinde gezinirken aslında kitaptan kafanızı kaldırınca da benzer bir dünyaya baktığınızı farkediyorsunuz. Bilhassa Hacı Ziya'nın şahsında "böyle insanlar da varmış..." diye düşünüyorsunuz. Bilhassa gençlerin alıp okumasını tavsiye edebileceğim bir kitap.

Kitabın ilk 70 sayfasını okuyana kadar ciddi bir çaba sarfettim ve birkaç kere okumayı dahi bıraktım. Fakat romanın birinci ağzı Saim'in masonik inisiye merasiminde gösterdiği tepki kitabın kırılma noktası oldu. İşte bu andan itibaren kitap öyle bir hal aldı ki; ister istemez "yazar 70 sayfalık sabrımı ödüllendiriyor" diye düşündüm. Kitabın bundan sonraki kısmı bir solukta bitti. Tavsiye ederim.

Okurken tarihin tekerrürden ibaret olduğunu bir kere daha görüyorsunuz ve tabii o koca sultanı arıyorsunuz buruk bir hisle. Ne diyeyim, akıcı bir üslup ve okunası bir kitap.

Kitap, aslında zaten uzun yıllardır hep varolan ve şu günlerde ayyuka çıkmış olan birçok şeyi gayet anlaşılır bir dille anlatıyor. Ayrıca kendi kategorisindeki birçok kitabın yaptığı gibi olayları, ortasından girerek değil, tarihin seyri esnasında gerçekleşen olayları kronolojilerine bağlı kalarak anlatması da kitabın akıcılığına çok şey katıyor ve okuyanında uyandırılmak (aslında tatmin edilmek) istenen merak duygusunu da yeterince doyuruyor.