Toplam yorum: 3.081.289
Bu ayki yorum: 967

E-Dergi

Mehmet Hüsnü ASAN Tarafından Yapılan Yorumlar

29.11.2006

Ülkemizde birileri vaveyla kopartırken Laiklik elden gidiyor Atatürkçülük elden gidiyor diye, oysa din elden gidiyor ülke elden gidiyorda bunun farkında değiliz yada değiller. Acaba bu kitapta anlatılanları hiçmi bilmiyorlar yada bu kitapta anlatılan misyonerler bu vaveylayı kopartanlar olmasın. Kimbilir belkide bu vaveylanın sahipleri misyonerin kendisi yada kendileridir. Bir ferdin dinin diyanetini öğrenmesi gericilik oluyorsa, hristiyanların yaptığı neden gericilik olmuyor mücadele edilmesi gereken bir olay olgu yada mesele olmuyorda söz konusu islamiyet olunca birileri ayağının nasırına basılmışcasına uluyor anlamak mümkün değil. Tabi kendilerinin müslüman olup olmadığı bu durumda tartışılması gerekir. Tartışmalar terakkiyi getirmesi gerekirken bu vaveyla sahipleri tarafından tartışma bile yapılamadığından bırakın terakki etmeyi ileriye yada geriye dahi ket vuramıyoruz. kitabın yazarının misyonerlerin yaptığı faaliyetleri hakkında verdiği bilgileri çok iyi özümseyerek fotosentesini çıkartmasını bilmek ve buna göre tedbiri elden bırakmamak lazım. Yurdum topraklarını parsel parsel yahudi-hristiyan (avengelis-kalvinist) lara satanlara ilan olunur.
29.11.2006

Evet kırgız yazar cengiz Aytmatov un yazdığı Gün Olur Asra Bedel isimli kitabında anlattığı MANKURT efsanesi bu kitapta yazar derin devlet ile ilişkilendirmiş. Derin devletin susurluk olayı ve bu güne kadar olan diğer olaylar hakkındaki yorumları olabilecek senaryolar anlatılmış uyarılar yapılmış bir kitap. Acaba gerçekten Türkiye bu kadar kaosu yaşayan yaşatılmaya çalışılan yada yaşatılması için başkaları tarafından manüplasyona asimilasyona uğratılan bir ülkemi? Bu derin devlet dediğimiz olgu bizim kendi kendimizi amerika ve avrupaya karşı alçaklık kompleksimiz olmasın yada dışa açılıyoruz diye öz kültürümüzü unutarak kendimizi asimile etmemiz olmasın. Ahlaki dezenformasyonumuz erozyonumuz olmasın. Kimbilir belkide derin devlet biziz (ben, sen, o-Biz, siz, onlar) kendi benliğimiz altında yatan bir obsesif davranış. Allah Milletimizi ve Memleketimizi Korusun. yazarın bu kitapta yapmış olduğu uyarıları dikkate almaya değer.
29.11.2006

Herzamanki Harun YAHYA uslübü. Darvinizmle Mücadelenin bir örneği. profesyonel bir çalışma. Lakin kitabın en son bölümünde Yaşamla Zamanla ve buna bağlı olarak beyinle ilgili bir takım bilimsel veriler sunmuş. işte bam teli. Kitabın sonunda yazılan bölümü okuyunca üç gün boyunca bunu düşündüm. şu an yazı yazdığım bilgisayar dahi yok aslında zamanında beynimize yüklenmiş olduğundan biz onu var sanıyoruz onda yazı yazdığımızı sanıyoruz ama onlar önceden beynimize yüklenmiş olaylar olgular fenomenler. okuyunca ürperdim. inanmakla inanmamak arasında baya bocaladım ve hala bocalamaktayım. Birilerinin çıkıp bu kitabın sonunda yazılanları tekzip etmesi yada doğrulaması (BİLİM ADAMLARININ) çok anlamlı olur.
29.11.2006

Nihat Genç burda islamı anlatmaya da çalışmış. İslam hakkında fazla bir bilgisi olmayan bir insanın yarım yamalak islam anlatması ne kadar doğru olur? Malum yarım hoca dinden yarım doktor candan. Yine herzamanki uslüp isyan karşı koyma şikayet küfür ve hakaret. Tabi insan bazı şeyleri görünce isyan edebilir şikayet edebiliir küfür edebilir. Ama hiç mi doğru yapılan şeyler yok hiçmi bu insanların arasında iyisi yok. Kendisi çok mu iyi sormak lazım. Kendi hataları hiçmi yok sormak lazım. Ekonomi ile kapıtalizmin ayrımı, kardeşleme kültürü, muhafazakarlık, avrupa birliği, amerikanın dünyaya yaptığı eza daha bir çok şeye değinilmiş ama yarım bildiği konular yada bilmediği konular hakkında yazmasa kendisi için iyi olur. Bilmiyorsa Sorsun Öğreten Muhakkak Çıkar.
29.11.2006

Hattı Müdafaa Gırgırla başlar, Amerikanın bizden istekleri ile biter. Ama bu ikisinin arasında neler olur neler. Nihat Genç Buşh un göt izinin nasıl mask olarak alınabileceğini öğretir, öğretirken yalakalığın nasıl yapılacağını bilmeyenlere ders verir adeta. Loncaların esnaf teşkilatlarının, Ahiliğin unutulup gittiğini yeniden yapılandırılması gerektiğini hatırlatır. Evangelislerin, kalvinislerin prütenlerin dominiken ve fransiskenlerin çıkışını amaçlarını ve Türkiye üzerindeki işlevlerini öğretir. Tabi anlayana anlayabilene. anlamak istemeyene yine sin-kaf. Bizi avrupa birliğine almak istemeyen avrupaya dreyfüs davasını ve nicelerini hatırladır. tüm bunlar aslında bizedir. Bize çünkü aslımızı benliğimizi unutmuş, kişilik erozyonuna uğramış bizlere yapılması gereken uyarıları fazlası ile yapmaktadır aslında. Avrupa hayranlarına Medeniyyet hayranlarına bir haykırış bir karşı duruştur. Çünkü tek dişi kalmış medeniyyete zamanında medeni olmayı kafalarına vura vura adeta zorla Osmanlı öğretmiştir. kafalarına vura vura öğretmiştir: kalın kafaları almazsa mecburen almalarının sağlanması için çuval gibi bastırılması lazım gelirde ondan. Buşh arkasında cami ve boğaz köprüsü manzarası ile konuşma yaparken köprü üzerindeki gençlerin buşh oğlu buşha köprünün nasıl müsait bir şekilde ailesini ilgilendirdiğini anlatmaktadır bu kitap.