Toplam yorum: 3.081.289
Bu ayki yorum: 967

E-Dergi

Gilraen* Tarafından Yapılan Yorumlar

02.09.2014

Fatih Murat Arsal'ın okuduğum ilk kitabı 'Nefretten Sonra' . Yazar nefretten doğan bir aşkı kaleme almış. Natalia Yunan bir kız. Bir gün eve geldiğinde Tamer'i babasını intihara sürüklerken bulur ve babası kendisini Tamer'e emanet eder daha doğrusu ondan intikamını da almasını ister. Bu sırada Natalia 15 yaşındadır. Tamer Natalia'nın kimsesi olmadığını öğrenince mecburen onu İzmir'e evine götürür. Natalia sonbaharda okuluna İngiltereye döner ve bir sene kitapta atlama oluyor. Bir sene sonra Natalia hala nefret doludur fakat intikam planları kurmaya başlamıştır. Tamer'i kendine aşık edip intikam almak ister ve olaylar başlar. Açıkçası kitap sürükleyici, evet kendini okutturuyor ama ben Natalia'nın yaşından dolayı okurken hep bir rahatsızlık hissettim. Yaş farkını da bir kenara bırakıyorum. Aralarındaki ilişki Natalia henüz 17'sindeyken başlıyor, yazar keşke daha olgun bir yaş düşünseymiş.
02.09.2014

Kurgu,konu fazlasıyla iyiydi ama yine de kitapta eksiklikler yok değildi. Sanırım bunun nedeni de yazarın derine inememiş olması. Yine de kendini okutturan bir romandı. Ve açıkçası ben ikinci kitaptan çok fazla şey bekliyorum. Yazarında ikinci kitapta bazı şeyleri daha da netleştireceğini düşünüyorum. Delaine, genç, güzel bir kızdır. Annesinin rahatsızlığı artık ölümcül boyutlardadır ve bağış için acilen para bulmaları gerekiyordur. Delaine de bu nedenle 'kendini bir süreliğine satmaya' karar verir, daha doğrusu mecbur kalır. Kızımızı satın alan Noah'a bu durumu hiç açıklamaz. İki yol boyunca Noah'ın olacaktır. Ailesine de üniversite için New York'a gittiğini söyler. Kitabın içinde bolca cinsellik vardı bunu belirtmeliyim. Yayınevi kitaba fazlasıyla özenmiş, ben tasarımlarını beğendim orjinal kapaktan esinlenilerek daha güzel bir kapak ortaya koymuşlar bence. Çeviri de güzeldi. İkinci kitabı da ekimde çıkacak olmasına sevindim, sonundan dolayı merakla bekliyorum. Ve de teşekkür yazısında Alacakaranlık'tan esinlenen bir fanfiction olduğunu yazzardan okuyana kadar aklıma bile gelmemişti. Çok şaşırdım.
01.09.2014

Güzel bir peri masalıydı bana göre. Romantik komedi tarzında akıcı,sıkmayan bir kitap. Eğer beklentiler çok yüksek değilse okurken zevk almak kaçınılmaz. Bella sakar bir kızdır ve Prens Richard'la da bu sakarlığı sebebiyle tanışır. Fakat Richard Bella'nın kendisini tanımadığını fark edince kendini tanıtmaz. Bella'nın telefonunu düşürmesi onları yeniden bir araya getirir. Tabii Bella Richard'ın Prens Richard olduğunu fark ettiğinde çok öfkelenir. Bella'nın babası monarşiye karşı bir adamdı.Yazarın böyle bir farklılığa da yer vermesi çok hoştu. Daha doğrusu gerçekçiydi. Boş zamanlarda okunabilecek güzel bir kitaptı.
01.09.2014

Kitabı elimden bırakamadan bir günde bitirdim. Okuduğumuz, alışkın olduğumuz aşk kitaplarından değildi Ada. Aksine klişeleri yıkmış bir kitaptı diyebilirim. Bu seferki erkek karakter mesela bir ceo değil. Hatta bir lise öğrenciSİ T.J, kansere yakalandıktan sonra okula gidememiş eğitimine ara vermek zorunda kalmış. Ve kanseri yenince de ailesi geride kalışını telafi etmek için tüm yaz boyunca özel öğretmen tutmayı planlıyorlar. Anna da bir İngilizce öğretmeni. Anna ile de bu sayede tanışıyor. Anna da biraz çevresinden uzaklaşmak istediğinden özel ders vermeyi kabul ediyor. Anna ile T.J birlikte seyahat ediyorlar ve maalesef pilotları Mick uçuş esnasında kalp krizi geçirip uçak hakimiyetini kaybediyor, uçak düşüyor. Anna ile T.J kurtulup yakınlardaki küçük adaya sığınıyorlar daha doğrusu kıyıya vuruyorlar. Onları hemen bulacağını düşünüyorlar. Sürekli kurtarma ekipleri bekliyorlar ama bu arada bir hayatta kalma mücadelesi veriyorlar. Birbirlerine destek oluyorlar ve bir süre sonra umutları tükeniyor. TJ yaşına göre fazlasıyla olgundu, onu çok sevdim. Ben Anna ve TJ'yi okumayı çok sevdim başta da dediğim gibi Anna ve TJ'in ilişkisinde tabular yok. Farklı bir tat,sürükleyici bir kitaptı. Umarım ikinci kitap da çıkarılır en yakın zamanda.
01.09.2014

Beni okurken değişik duygylara sevk eden bir kitaptı. Bir an ben de Sparrow gibi mutluyken bir an yine onunla üzülebildim. Bu nedenle yazarın duygu geçişlerini başarılı bir şekilde yansıttığını düşünüyorum. Kitap 5 yıl sonradan başlayarak geçmişe dönüyor. İanla Sparrow'un ilişkilerindeki 5 yıla tanık oluyoruz. İan'ı hem sevdim hem de çok kızdım hem de çok üzüldüm. Ve Sparrow da diğer kitaplarda kızdığım kadın karakterlerden olmadı. Gerçek aşkın neleri affedebileceğini,neleri unutturabileceğini sorgulamış yazar. Kalemi fazlasıyla akıcı, çevirmen de gayet güzel çevirmiş, ben beğenerek okudum.