E-Dergi

Komik ve romantik kısımları olan bir kitaptı, genel olarak sevdim. amma velakin yine eleştirmeden geçemeyeceğim, Judith bacıııı uyan uyaannnn.

Hadi diyelim bi yıldız oyuncu ilkokul öğretmenine aşık olsun falan filan da, ya neden gerçekte yaşayan oyuncuları vs olaya dahilk edersin ki?
Her Kevin Costner adını okuduğumda kahkahalar attım valla

Not - Kemiklerini Dilendir oteline bitiyorum orada balayına gideceğim :)

Kitabı bitirdiğimde "işte bu!" dedim. Evet benim türk yazarda aradığım şey bu kardeşim.
İşin doğrusu türk yazarlara antipatik bir insanım, hele de aksiyon yazmaya kalkanlar beni deli eder.
Amma velakin İskender Pala aksiyon ile tarihi birleştirmiş ve ortaya benim ağzım açık bir şekilde okuyacağım bir kitap çıkartmış.
Açıkçası sürekli herkesin elinde dilinde olması bazı insanları itebilir ama size söylüyorum bir nedeni var bunun, mutlaka bir şans verin...

Not - Aslan ağa sen neymişsin öylee???

Eh işte, Nora'nın en kötü romanı değil, ama şu an beni çarpacak bir hikaye istiyorum derseniz de bu size uygun değil...
Esasında olaya bakınca çok daha çarpıcı bir hikye bekledim ben, sonuçta çocuk hırsız, ama nerdeee ...
Ailesi hoştu çocuğun, birde kızın abisinin hikayesi iyiydi.

Hmm pek spoiler vermeden nasıl desem bunu diye düşünüyorum... Şöyle diyeyim bari, geçmiş ile gelecek arasındaki o bağı pek sevdiğim söylenemez, ama karakterler ve hikaye bir harika.

Bu kitabı her elime aldığımda aklıma gelen sahne ise Declan'ın arkadaşının sevgilisi ile tanışma sahnesi, çok gülmüştüm o kısma.

Angelica iyi bir kadın karakterdi ayakları yere basan höst dedimi adamı yerinde titreten, severim öyle kadınları :D

Güzel kitaptı bu ya :)
Birbirine bu kadar zıt iki karakter nasıl aşık olabilir ki dememek elde değil, ama o kadar da güzel bir aşkları varki içiniz ısınıyor.
Ben özellikle Sophia'nın annesinin (adını unuttum şimdi) hikayesini çok sevmiştim.. az boz gözü açık kadın çıkmadı o da hee :D