E-Dergi

Ruslarla iş yapmam ve tarihle ilgilenmem dolayısıyla görür görmez müthiş ilgimi çeken ve heyecanla okuduğum kitabı az önce bitirdim. Ruslarla ilişkilerimizin her anlamda ilerlemesinin menfaatimize olduğunun bilincindeyim. Ancak bu kitap hakkında doğrusunu söylemek gerekirse yazari pek objektif bulmadim. 2 dünya savaşı yıllarını, 1950 -1960 dönemlerindeki ilişkileri, meselelerin kaynağını görmezden gelerek okuyucunun kafasında yanlış izlenimler bırakabilir. Mesela Japonya'nın teslim olduktan sonra atom bombası yediğini eski bir büyükelçi nasıl bilmez diye iç geçiriyor, bunu bilmeyenlerin farklı bir bakış açısıyla durumu ele aldıklarını düşünmek insanı üzüyor. Yine de tarih ve diplomasi ile ilgilenenler icin tavsiye edebilirim, zira Türk-Rus ilişkileri için kapsamli bir eser. Sonuçta bilgi evrenseldir ve öğrenmek isteyen her şekilde araştırıp öğrenebilir.

Adını gördüğümde insan davranışlarının temelini ve niçin bu şekilde davrandıklarını anlayacağımi sanarak büyük hevesle aldığım ancak bitirdigimde genel psikoloji ders kitabının teorikliginden hiçbir farki olmadığını gördüğüm, beni hayal kırıklığına uğratan kitap.

Yazar Saglam bir yazar, daha oncede etkili iletisim kitabini severek okudugumdan dolayi bu kitabi okuma ihtiyaci duydum. Ama etkili zaman yonetimi benim icin tam bir zaman kaybi oldu. Ornekler cok ciliz, konu hep donup dolasip yere geliyor, hep mudurlere ya da patronlara hitap ediyor kisacasi basarisiz bir kisisel gelisim kitabi olmus. Pek tavsiye etmem

İnönüyle Atatürk hep aynı saftaydı diyip ölmeden önce aralarının bozulduğunu ve paşanın İnönüyü sildiğini gizleyen azılı Kemalistlere tokat niteliğinde bir kitap. Bugünlerini anlamak istiyorsan, yakın tarihini iyi araştır Türk gençliği.

Yazar düşünüpte kabul etmeye cesaret edemediğimiz düşünceleri dobra dobra söylüyor. 1500'lerden bu yana hala okunmasının sırrıda bu sanırım. Altı çizile çizile, anlaya anlaya okumalı. Bittiğinde farklı bir bakış açısı kazandırabiliyor. Felsefeyle ilgilenen arkadaşlara öneririm.