E-Dergi

75 yaşına geldiği halde ölüm korkusunu yenememiş bir adam mı?

15 yaşındayken yardım edemediği yaşlı yahudi karı-kocanın ölüm kefareti olarak parasının büyük bir bölümünü İsrail'e bağışlayan Bob, 21. yy'ın etiketçi tanrıları ,psikiyatristlerden biri, Irv (Irvin Yalom) tarafından yahudi karı-kocaya yardım edememesinden dolayı masum ilan ediliyor. (Dikkat terapinin gücü ! ) Uçakta yerine oturup diyet kolasını içen soykırımdan kaçmış Bob ! (Diyet kola. Kola Şirketleri...)Dikkat satıraraları müthiş mesajlar saklıyor. Yazı sen nelere kadirsin..

Dikkatli ve uyanık okuyuşlar diliyorum...

Anlatım basit belki. Ben anlatımı sanattan uzak bulmuştum ilk okuduğumda, sonrakilerde de değişmedi düşüncem. Ne var ki eseri unutulmaz ve değerli kılan iki unsurdan biri de buydu bence; basit anlatım. Diğeri; eserde anlatılanların gerçekten yazarın çocukluğunda olmuş olması. İnsanların ileriki dönemde ne oldukları, nasıl bir dünya görüşü çizdikleri yaşamlarının ilk evresiyle de ilintili diye düşünürüm. Dinamo, çocukluğunda vefa görememiş, aksine geride kalanların rahat edebilmeleri için cepheye gidenlerden gadr görmüş hep. Kardeşinin o bağırsaklarının dışarı çıkarak ölümü. Yardım istediklerinden hep "olmaz" cevabını almaları. Oysa kalantorların nasıl da debdebeli yaşantıya devam ettikleri anlatılıyor. Kendisinden sonraki iki romanla "nehir roman" sayılabilecek otobiyografik roman dizisinin birinci halkası bu eser. Etkilenmemek mümkün değil.

Bereketli okumalar diliyorum.

Hasan el-Benna'nın anne tarafından torunu olan Tarık Ramazan, bu kitabında bize yeni bir şey söylemiyor aslında. Kendisinin de söylediği üzere klasik kaynakların izinden dışarı çıkmıyor. Bu klasik kaynak İbnu Hişam olmuş onun için. Genel çerçeve hep bu eserden. Ulaşmak istediği kitle aynı zamanda gayr-i muslimler olduğu için çok daha "ılımlı" bir dil kullandığını düşünüyorum. Olayların anlatımından sonra alınması gereken dersler anlatılıyor, zaten kitabın adı da bu yüzden "Peygamberin İzinde" Peygamberi anlatılan olaylar yörüngesinde bugün nasıl izleriz? Özellikle yeni yetişen nesile tavsiye edilebilecek bir kitap.

Bereketli okumalar diliyorum...

Bu kitap 19. yy Fransız romanındaki yükselişte popüler roman türüne örnek gösterilir edebiyat tarihlerinde. Filmi de çekilen kitabın dönemin Türk romanında Ahmed Midhat Efendi romanlarıyla benzerliği rastlantı değildi elbette. Çünkü o dönemde yazarlar bu eserleri orijinallerinden okuyorlardı. Episodlar arası geçişler basit. Bolca gereksiz ve havada kalan malzeme. İyi bir işçilik örneği değil bu eser.Teknik anlamda hatalar kadar çeviri sırasında çok olmasa da var olan yazım yanlışları Türkiye'de editörle çalışma gerekliliğini bir kere daha gözler önüne seriyor. Roman tarihindeki gelişimi ve gelişim içindeki sapakları takip etmek isteyenlerin okuması gerekli bir eser. Yorucu olmadığı için lise öğrencilerine hatta ilköğretim öğrencilerine de tavsiye edilebilir.

Bereketli okumalar diliyorum...

Geçen gün bu Bey'in konferansındaydık. Yeni hiçbir şey yok söylediklerinde. Yıllardır söylenenleri derlemiş o kadar. Kitabı okumazsanız bir şey kaybetmezsiniz. Okuma bir ihtiyaçtır. Bakanlık da kursanız bu insanın içinde bitecek bir şeydir. Eğer okumayla temelden ilgili Kültür Bakanlığı ve MEB -ikisinin de yayınevi var ayrıca- bunca çabaya rağmen okuma serüveninde bir arpa boyu yol aldıramadılarsa bu onların değil, okumayanların sorunu....

Okuyan okuyor zaten.

Vesselâm...