Öncelikle küçük bir düzeltme;kitabın ikinci cildi,üçüncü veya dördüncü cildi de aynı şekilde yazılabilir ve bunun için Attila İlhan`ın hayatta olmasına gerek yok.Çünkü kitap yazarın gazete yazılarından derlenmiştir;ki bunun gibi birkaç kitap daha var elimizde.Yorumu okuyunca dudaklarımda bir tebessüm doğdu,teşekkürler!
Gelelim kitaba:
Benim için,Attila İlhan,Türk entellektüelleri arasında apayrı bir yere sahiptir;sahip olduğu bu yeri de aslında kendisinin de en ön saflarinda bulunduğu Türk aydınlarını da eleştirebilmesine borçludur.Tabiri caizse,o,çuvaldızı kendisine batırmayı başarabilen nadir kişilerdendir.Elbette,savunduğu değerlerden dolayı asla bu eleştirilerin muhatabı olmadı ancak aydın kesimdeki halktan kopukluğu çok iyi işledi.Gerek köşe yazılarında,gerek kitaplarında.Kitapta üzerinde durduğu "mahiyet farkı-derece farkı" konusu da hayli önemli;nitekim,bugün Avrupa ile aramızda bulunan düzey farkının temelinde bu yatıyor.
Ben,yaşım itibariyle Attila İlhan`ın yazılarını yeni yeni okumaya başladığımda o dünyamızı terk etti.Ama,çocukluğumdan bana kalan hatıralarım var onunla ilgili:Televizyonda bir programı vardı,büyükannem de babam da asla kaçırmazdı bu programı.Dingin bir sesle,elinde küçük not kağıtlarıyla Mustafa Kemal`i anlatırdı.O`na hep Gazi derdi,ve o kadar güzel anlatırdı ki...Evimizde kocaman dosyalar vardır,beğenilen makaleler güzelce A4 kağıdına yapıştırılır,sonra da bu dosyalarda yerini alır.Sanırım,Attila İlhan,bu dosyalarda en çok makalesi olan kişi.Kitaplıkta bir kitabı ararken karşıma eski gazete küpürleri çıkar bazen,bu şekilde de rastladığım çok olmuştur yazılarına.Sanki,sadece yazılarını okuduğum bir kişi değil de adeta defalarca oturup konuştuğum birisi gibi gelir bana bazen o...Sanki,bir aile büyüğüymüş de her fırsatta onu ziyaret edermişim gibi.
Şimdi o,boğazın en güzel yerinde en derin ve aralıksız uykusunda.Ben de boğazın en güzel yerinde okudum sanırım liseyi(her ne kadar liseme ucundan dokundurmuş olsa da bu kitapta!)Coğrafi bir avantajımız vardı bizim;bu yüzden,her 25 Ekim`de bir kırmızı karanfil bıraktım mezarının üzerine yıllardır.Geçtiğimiz yıldönümünde aksattım maalesef,yurtdışındaydım çünkü.Kitaplarının tümünü hala okuyamadım;malum,oldukça üretken bir yazardı!Ama,okuyamadığım iyi de oldu belki;elimin altında satır aralarında boğulabileceğim eserleri var hala...
Sözün özü:
İyi ki uğramışsın dünyamıza!