E-Dergi

Kitabı okurken sanki kulaklarınızda üstadın o cesur, dinleyenleri aşka getiren sesi çınlıyor. Özellikle son dönemde Ayasofya hakkında söylediklerinin ses kaydını defalarca dinlediğim için mi böyle hissettim bilmiyorum ama yazılan makaleler hakikaten bir miting nutkunu andırıyor. Rabbim Serdengeçti üstada gani gani rahmet etsin, bizlere bu kitapta yer verilen ifadelerden istifade edebilmeyi...

Kara mizahın ve Rus edebiyatının öncülerinden GOGOL'un, yaşadığı devrin içtimai sorunlarına ilişkin yazdığı kısa öykülerden mürekkep bu kitabın, önemli klasikler arasında kendisine neden yer bulduğunu okuyunca çok net bir şekilde anlıyorsunuz.

Yavuz Bülent Bakiler Üstadın kitaplarında yer verdiği, Türkçeye hakimiyeti, üslubu ve dili kullanışı açısından övgüsüne mazhar olan cumhuriyet devrinin önemli kadın münevverlerinden rahmetli Samiha AYVERDİ hanımefendinin okuduğum ilk eseriydi. Yazarın kaleminden Üstad Necip Fazıl'ın dile olan hakimiyetine, üslubuna benzer bir tat aldım. Temas ettiği tarihi şahsiyetler, frenkperestlik eleştirileri, kadim Türk örf ve adetleri, Mason locaları, Lions ve Rotary kulüpleri gibi Müslüman Türkün kanını emen teşekküller hakkındaki görüşleri ve daha birçok konudaki ufuk açıcı fikirleri ile fevkalade bir eser hüviyetini kazanmış "Ne idik Ne olduk." Şiddetle tavsiye ediyorum.

Uzun süredir okuma listemde olan bir eserdi. Eseri bitirince bu eseri okumayı neden bu kadar süre ertelediğimi sorgulayıp pişmanlık duydum. Hatırat okumayı seven biri olarak okuduğum hatıralar içerisinde en iyi hatırat olduğunu iddia edebilirim. Ve bu düşüncemi daha serinin ilk kitabını okumuş olmama rağmen söylüyorum. Tabi bu eserin bizlere ve gelecek nesillere ulaşmasında büyük emek veren Ertuğrul Düzdağ ağabeyden de Allah razı olsun. Serinin ikinci kitabını da hemen sepete ekleyip Muhterem hocamızın bu ulvi serencamına hissedar olabilmeyi dört gözle bekliyorum.

Her şeyden evvel bu kitabın yazıldığı dönem göz önüne alındığında ortaya çıkan eserin ne denli kıymetli bir eser olduğu ortadadır. O dönemde böyle bir romanı kaleme almak müellifin seciyesi hakkında bizlere önemli ipuçları veriyor. Romanda belirtilen kişi ve olaylar, gerçekte yaşayan şahısları ve yaşanan hadiseleri imgelediğinden eseri çok daha ilginç kılıyor. 1923-1940 yılları arasındaki döneme ilgi duyanlara okumaları için tavsiye ediyorum.