E-Dergi

Sanat, isyan, umut, insanın kendi içinde olanlar, destek, korku... Aklınıza gelebilecek bir çok konu var bu kitapta. Karakterimiz ve eşinin arasındaki destek benim en çok hoşuma giden anlardan biriydi. Yaşadıkları yeri anlattığı kısımlar ise gözünüzde canlandığında bir iç çekiyorsunuz. Hoş bir kitap. Bitebilecek bir kitap. Korkunun insana neler yaptırabileceğini ama umudun sönmediğini ustalıkla - zaten başka ne beklenirdi- anlatmış yazarımız. Bize de okumak düşer.

Bu kitap gerçekten Bir Çöküş'ü anlatıyor. Zengin olan bir hanımefendinin sürüldükten sonra yalnız kalması, her an birilerinin onu geri çağıracağını düşünüp durması ve umudunun yanan bir mum gibi yavaş yavaş sönmesi. O hayatı bırakıp, yalnızlığı bulunca kendini boşlukta hissetmesi. Hoş bir kitap sadece 'ölüm' kelimesi fazla geçmekte o kadar. E çöküş diyoruz sonuçta. Bol okumalar.

Klasik kitaplara başlamamın öncülerinden biridir Zweig. Daha sonra tabii diğer kitaplarını da toplamaya çalışıyorum. Her neyse. Kitap, karakterinizin küçüklüğü ile başlıyor ve onun kalp kırıklığını, ilk aşkını anlatıyor. Bazıları için karakterimiz zayıf olarak görülse de bazıları için kendilerini buldukları biri. Kalemini çok seviyorum, bu kitabı da bu yüzden çok sevdim. Eğer böyle konuları seviyorsanız birkaç saate bitecek bir kitap. İyi okumalar. Ben severek, üzülerek, umut ederek okudum.

Kitabı dün gece bitirdim. Jio'nun kalemine hakimseniz, diğer kitapları ile bu kitabı arasındaki benzerliği fark edersiniz. Eski-yeni, gizem, aşk, güven... En çok son sayfasında yazan bir cümleyi sevdim. Kitabı da sevdim. Okunabilir. Birbirleriyle bağlantılı olaylar biraz kafa karışıklığı sağlayabilir fakat kitabın güzel bir tarafı da kendinizi ada da sahil kenarında yürürken dalgaların ayaklarınıza değdiğini, rüzgarın teninize çarptığını hissediyorsunuz. Keyifli okumalar.

Jio'nun okuduğum diğer kitaplarına nazaran daha geride kalmış sanki. Ama yine de okunur mu, tabii ki.