Toplam yorum: 3.080.540
Bu ayki yorum: 218

E-Dergi

noir_desir Tarafından Yapılan Yorumlar

10.03.2008

Yine Sepetçioğlu yine muhteşem bir eser. Osmanlı'nın kuruluş yıllarını anlatan Konak-Çatı-Yediler Üçler Kırklar üçlemesinin ikinci kitabında beyliğin resmen devlet olmasını anlatıyor. Kitabı okurken kendinizi o zamanlardaymış gibi hissediyorsunuz. Mutlaka okuyun.
06.03.2008

Bu kitapte Jacques Reverdi'ye aşık olmamak ne mümkün. :) Çok karizmatik bir katil. İlk başlarda kitap normal bir biçimde ilerliyor ama Marc'ın Reverdi'ye mektup yazmasından sonra ben kitabı elimden bırakamadım. Bir gerilim kitabı belki ama aynı oranda da bilgi yüklü; tıp ile ilgili ülkeler ile ilgili. Sonundan çok etkilendim doğrusu.
06.03.2008

Kitabın başları gerçekten çok akıcı; lu- sian, kaza, akupunkturcu ve onun açıklamaları. Ancak kitabın son 150 sayfasında sıkıldığımı itiraf etmeliyim. Ağır ilerliyor ve insanı diğer bölümleri okumaya sevkettirecek açıklamalarda yok; ilk kez bir Grange kitabında bu kadar sıkıldım. Ancak çoğu kişinin aksine ben kitabın sonunu çok kötü bulmadım ilginç olmuş bence şamanlarla ve inanışlarıyla bağdaştırmış. Yinede okuyun derim çok ilginç bilgiler var.
06.03.2008

Grange'nin çizgi romanı dışında tüm kitaplarını okudum ve tartışmasız en iyisi buydu. Karim müthişti. Kurgusu çok iyi, en başından sarıyor. "Athlon" dan yola çıkılarak yapılan herşey inanılmaz. Jude İtero'nun gizemi ile akıl almaz cinayetlerin kesişmesi ilginçti. Şiddetle tavsiye ederim.
24.02.2008

Kitabı okumayanın bu yazıyı okumamasını öneririm. Bolca spoiler içeriyor.

Bir kaç beyin fukarası yüzünden olacak bazı olayları bilmenin verdiği moral bozukluğuyla kitaba başladım.
Kitap çok güzel başlıyor karanlık bir hava var. Diğer kitaplarda merak ettiğim soruların cevaplarını bulmak için kitabı nasıl okuduğumu bilemedim. En güzel bölüm hiç şüphesiz Prens'in hikayesiydi. Ki eminim herkesin en fazla merak ettiği konuda buydu. Bu bölümü okurken nasıl duygulandığımı anlatamam. Sayfaları geri çevirip Snape'in ölümünü tekrar okudum ve Lily'nin gözlerine bakıp ölmek istemesi beni çok etkiledi. Yaptığı fedakarlığın boyutu inanılmaz bence. Hayatı boyunca mutlu olamamamış bir insanın hem sevdiği kadının aynı zamanda ölümüne nefret ettiği adamın çocuğunu ne pahasına olursa olsun korumak istemesi. Gelmiş geçmiş en iyi kitap karakterlerinden kanaatimce.

Çok karanlık bir kitap olmasına rağmen mizah yönünden ötekilerden geri kalır yanı yok. Dumbledore hakkında ki gerçekler şaşırtıcı. İnsanları kullanaması, gençliğinde iktidar hırsına düşmüş olması gibi. Bir de Petunia hakkında ki gerçeğin Snape'i tanıması veya Hogwarts' a gitmek istemiş olmasından çok daha farklı olmasını bekliyordum. Ve halen tülün ardında ki gerçeğin ne olduğunu merak ediyorum. İnşallah yazacağı ansiklopedide detaylı biçimde anlatır.

Gelelim Harry'e. Bu kitapta gerçekten aşmış Harry. Gerçi hemen bütün karakterler öyle: Hermione, Neville.. Ron bu kitapta kendini ispat edebilmiş sonunda. Gerçi Çataldilini nasıl konuştu hala aklım almıyor ama neyse. Bir yerde okumuştum JKR Harry'i çok rakipsiz bırakmış. Tamamen katılıyorum. Voldemort hakkında kafamızda oluşturduğumuz imajı yerle bir etmek istemiş. Son sayfalarda resmen yerin dibine geçirmiş Voldemort'u. Sonunda ölecekti bu kaçınılmazdı ama bu şekilde olmamalıydı.

Kitabın sonu beni nedense tatmin etmedi. 19 yıl sonra bölümünü beğendiğimi söyleyemem. Birlikle görmek isteyeceğim en son çiftti Ginny ve Harry. Bitişi peri masalı gibi olmuş. Kitapta ki karakterler hepsi hakkında neler olduğunu öğrenmek isterken bu kadar basit geçiştirmesi hoşuma gitmedi. Harry'nin çocuğuna Severus adını vereceğini tahmin etmiştim. En azından bu kadarını hakediyordu ( ama kim bilebilir belki de Snape'in son isteğiydi Severus ve Potter adını yan yana görmek ).

Kitabı bitirdiğimde içimde inanılmaz bir boşluk vardı. E kolay değil tabi 5. sınıftan beri Harry vardı yanımda. 8. kitabı yazacağına dair söylentiler var ama bence yazmasın tadında bıraksın.