E-Dergi

sadık yalsızuçanları görüp bir kaç kelam ettikten sonra bir kitabın insanı nasıl bu şekilde güzelleştirdiğine hayretler içerisinde şahit oldum. her kitabını severek okurum bu kitabında bazı öykülerin haber küpürü gibi gelmesi dışında kitabın sonlarına doğru seçici güzel öykülerle iyi olduğunu söyleyebilirim.

Tek kelime ile mükemmel tüketmek değil sadece; öldürmek yok etmek üzere kurulan düzenlerin nasıl planlandığını coğrafi ve zihinsel anlamda ortaya konulan sarmalın tüm ayrıntılarını anlaşılır sade bir dile ile yazar ortaya koymuş. kitapta yok yok pkk, derin devlet, ingiltere sömürge bakanlığı, sinema, futbol ve daha bir çok olanda yürütülen şeni olaylar. Kitap sonlara doğru bunu yürüten kurum ve şahısların amaçlarına ulaşmak için önlerinde engel olan islam dinine karşı nasıl bir kine sahip olduklarını belge ve notlarla sunuyor başka ideolojiye sahip olan okuyucular için belki bir anlamı olmasada yazar bu yönde getirdiği ikna edici açıklamalarla ve sol cenahın emre kongar, soner yalçın gibi kalemlerdende istifade etmesi ile beraber her kesimden okuyucuyu tatmin etmeyi başarıyor. Bundan sonrası kronolojik olarak mustafa güldağına bakmak farz oldu.

benim için orta halli bir kitap oldu.

Birbirinden güzel öyküler olmasını isterdim ama pek öyle olmadı Tiyatro oyununa aktarılan "Burun" adlı hikaye pekte hatta hiç iyi bir yere bağlanmadan mesajını vermeden bitmesi hayal kırıklığı oldu benim için. Palto adlı hikayesi Dostoyevkski'nin referansına rağmen nezdimde iyi bir derece kazandırdığını söyleyemem gel gelelim iyi ki de okumuş dedğim anlatımından üslubundan sürükleyiciliğinden müthiş keyif aldığım Portre adlı öyküsüne baştan sona kadar olayların birbirlireyli bağlantısı ve karakterlerin ruh aktarımı konusunda Portre en iyisiydi diyebilir ha unutmadan öykülerine yansıtmaktan duramadığı fantastik öğeler yazarın imgesel dünyasının farklılığını ortaya koyuyor hülasa keyif aldım okunmaya değer.

her bir makalesi bir birinden güzel ve akıcı hele ki bir ve dörtüncü bölümleri bambaşkaydı.