Toplam yorum: 3.081.711
Bu ayki yorum: 1.389

E-Dergi

nil-gün Tarafından Yapılan Yorumlar

15.06.2010

Kitabın sonlarına yaklaşırken bir yerde durdum, derin bir iç çekip dedim ki: Bu adam nasıl yazıyor böyle!!! Bir ilişkide yaşanan her türlü duygunun apaçık tarifini okumak ne keyifli birşey. O kadar çok tasvir var ki, ama o kadar kaliteli ve doğru ki, hiç göze batmıyor nerdeyse her paragrafta olan "gibi" kelimesi. Aşk'ın her hali öyle bir kıvrak zeka ile işlenmiş ki, zaten tanıdık olduğunuz duyguların büyülü dünyasında kayboluyor, bu adam nasıl kelimelere dökebilmiş, nasıl böyle doğru tesbitler yapabilmiş diye şaşırıyorsunuz. Ayrıca konu da güzeldi, aşk zaten kavuşamamaktır, isteyipte alamamaktır, elini uzatıpta dokunamamaktır, haykırmak ama sesini duyuramamaktır....
18.05.2010

Bu kitabı alan kimse yoktur ki isminden ve kapağından etkilenerek almış olmasın. İsmin gerisi bir eski bir Türk filmi. Klasik basit bir aşk hikayesinin modernize anlatılmış, uzatılmış güncel şiirlerle süslenmiş hali o kadar. Sıkılarak, sırf bitirmek için okudum. Hiçbir iz bırakmadı bende, hiçbir şey katmadı.
28.04.2010

En ağır kitapları bile bu kadar zorlanarak okuduğumu hatırlamıyorum. Ne akıcılık var, ne konuda çekicilik, ne dram, ne komedi. Sürekli betimlemeler, acıklı olsun niyetiyle yazılmış ama tersine sıkıcı uzun uzun tasvirler. Bir başı, birde sonu var şu an aklımda. Şu yukarda yorum yapan ünlülerde bu reklamın bir parçası kesinlikle. Yine sadece reklamla pazarlanmış bir çok satan!!!
11.03.2010

Yazarın yayınlandığını göremeden genç yaşta öldüğünden midir bilinmez, reklamı, pazarı iyi yapılmış bir eser. Kitaptan önce yayınevini kaliteli basımdan dolayı, çevirmen Ali Arda'yı hatasız anlaşılır çeviriden dolayı kutlamak gerek. Kitaba gelince; alışılagelmiş polisiye, katil kim tarzlarından biri. Ancak anlatım, yorum daha detaylı, üslup oldukça akıcı, konu geçmişte kalmış bir sır ortaya çıkarıldığı için ilgi çekici, merak uyandırıcı, düğüm çözülürken heyecanınız tavan yapıyor, konunun en kritik yerlerinde tüyleriniz diken diken oluyor. Ama Salander karakteri fazla abartılı meziyetlerle süslenmiş. Zaten onun bu sıradışı, olağanüstü meziyetleri olmasa düğüm çözülemezdi izlenimi veriyor kitap. Gerçekte böyle biri olsa ne katil, ne dolandırıcı, ne hırsız kalır gizlide saklıda, insanların özeli, mahremi, sırrı diye birşey kalmaz ortalık mahşer yerine döner kirli çamaşırlardan. Herşeye rağmen güzel bir maceraydı.
01.03.2010

“Yeniden iyi biri olmak mümkün…” Ne kadar kötülük etmiş olsak da, bizi asla aklamayacak, haklı çıkarmayacak bile olsa, vicdan denen o en güçlü hakim bizi yargılıyorsa, birazcıkta olsa onu susturabilmek, hatamızın diyetini ödeyebilmek için böyle fırsatlar çıksa keşke karşımıza. İçim parça parça. Ve, “Yalan söyleyen, birinin gerçeğe ulaşma şansını çalmış olur…” Bilseydik en büyük hırsız olduğumuzu, bu kadar pervasızca yalan söyleyebilir miydik acaba??? Yer yer Emir’den nefret ettiğim, Hasan’ın koşulsuz, sonsuz sadakatine kızdığım, Baba’ya hak verip saygı duyduğum, Rahim Han’ın insanlığına gıpta ettiğim, Kabil sokaklarında nefes nefese uçurtma kovaladığım, Taliban dehşetinden ürktüğüm, bitene kadar içinde kaybolduğum bir duygu fırtınasıydı.