E-Dergi

yabancının düştüğü duruma düşmediyseniz bu kitabı anlamanız çok zor...saçma ve gereksiz bulabilirsiniz...lakin öyle değildir...insanın kendi kendine bile konuşamadığı bu boşluk duygusunu önce idrak edip anlayıp sonra da anlatabilmektir edebiyatın bi yönü...çok yalın ve çok iyi anlatmış yazar bu yüzden de kitap aslında çok sert..

içinde yaşadığınız toplumdan çağın getirdiklerinden ve maruz kaldıklarınızdan memnun değilseniz sürekli dile getirmekten başka bişey yapmalısınız...elinizden ne gelirse...bir yazar için bu çok daha buyuk bir sorumluluktur...ulaşabildiği kitleye karşı sorumluluk...ve öyle kıyısından köşesinden eliştirmekle kalmayıp tam ortasından ve çok yalın yapmak en doğru harekettir kanımca....tek soluk...çok çarpıcı...

hayatlarımızda edebiyat o kadar az ki..bu kitabı okurken sıkılma hissimiz bundan..insan çözümlemeleri...çekişmeler...huzursuzluk..size vermek istediğini almamanız mümkün değil...bu kadar somutlaştırılabilmiş elle tutulur duygular yeni nesil yazarlarımızda pek bulunamayan cinsten...her kitabı sabırla okunmalı...okuduğunuz şey sadece hikaye ya da roman değil...edebiyatın ta kendisi...

gerçekten sadece tesla merakı yüzünden okunabilir bir kitap...hariç kısımları zorla okunabiliyor....kurguya ve yazarın verdiği ayrıntılara göre kitabın sonu pek bi çabuk getirilmiş sanki...orjinal olduğunu bilmesem eksik bölüm var derdim muhtemelen...

şiir ehli bir insan değilim...sadece severim okurum...şiirden çok yazan insan merak uyandırır...ince ruh..ince düşünce gerektirir şiir...yazmaya giden yol düşünce köprüsünden geçer...bir düşünce insanın kafasının içinde gezinmek gibi bir his bu kitabı okumak...