E-Dergi

Bu kitap asi ve hırçın davranışları yüzünden Alaska'ya buzlar icine sürgün edilen karanlik avci Zarek hakkinda. Kendisi insanlık ve medeniyet ortaya çıkmadan yüzyıllar öncesinden beri bu soğuk iklimde yaşamaya çalışıyor.
Zarek eski fani yaşamında gayrimesru bir cocuktur. Annesi onu terketmis babasi da kendi evinde uvey kardeslerinin yaninda onu köle ( samar oğlanı) olarak besler. O kadar nefret ve siddet görmüştür ki Zarek ayakları topal, bir kolu islevsiz, bir gözü kör diğeri yarim yamalak gören ve pislik icinde yasayan zavalli biri haline gelmistir.
Zarek'i okurken ciddi anlamda üzüldüm ve ağladım. Çok çok özel bir karakterdi kesinlikle. Okumayan çok şey kaybediyor, bu çok özel bir kitap ve kurgu bana göre.

Bu seriyi anlatmaya kelimelerim yetersiz kalıyor. Yine harika bir kitap okuduk. Cidden okuyun, okutun sadece bunu diyebiliyorum. Aşk, entrika, komedi, dram, mitolojik tanrılar, vampirler, karanlık avcılar ve esrarengiz özelliklere sahip insanlarla çevrili efsanevi bir kurgu var tüm kitaplarda. Kısaca ne ararsanız var. Yayınevi umarım 2 yılın ardından devam eder seriye. Biz Karanlık Avcı severleri çok üzüyor çook :(

İlk kitap Ask Kolesinde Julian'ın tek dostu olarak bildigimiz efsanevi prens Kyrian'ı ve acı sonunu kisaca okumustuk. Ancak son denilen sey bu seride hicbir zaman tam bir "son" bulmuyor. Kyrian lahnettttt olasıca pis kadın BİİPP esi Theone 'un ihanetine uğrayıp, ezeli düşmanı Valerius tarafindan öldürülürken ruhu öyle bir çığlık atar ki Tanrıça Artemis bu sese gelir ve intikam alabilmesi icin ruhunu ona satması karşılığında bir anlaşmaya varırlar. Kyrian ruhunu Artemis'e teslim edip karanlık avcı olur, sonsuzluğa erisir, intikamını alabilecek konumdadır ancak yine de cok sevdiği karısına dokunamaz. Bu kadar da naif yüreğe sahip, yüce gönüllü bir karakter kendisi.
Amanda ise ilk kitaptan tanıdığımız falcı Selena'nın kiz kardeslerinden biridir. Ailecek kafadan kontak oldukları herkesce bilinmektedir. Ikiz kiz kardeşi vampirleri avlayan biri olunca Kyrian ve Amanda 'nın bir sekilde karsilasmamalari imkansız hale geliyor.

Makedonyalı Julian yarı Tanrısal özellikleri olan zamanının büyük, saygı duyulan ve korkutucu komutanlarından biridir. Öylesine büyük acılar yaşadı ki kitap boyu ona üzülmeden edemedim. Yine yaşadığı bir felaket sonucu kendine engel olamaz ve yapmaması gereken bir sey yapıp cezalandırılır. Bir kitapta seks kölesi olarak hapistir. 2 bin yıl boyunca onu kitaptan çıkarabilenlere 1 ay boyu itaat edip sonra yine karanlığına ve acı dolu anılarına geri dönmektedir.
Birgün beklenmedik bir sey olur ve onu kitaptan Grace adında bir terapist çıkarır. Grace Julian'in bildiği kadınların hicbirine benzemez. Onu dinler anlamaya calisir sefkat gosterir ve en onemlisi de onu sever.
Kitap cok cok cok güzeldi ciddi anlamda bayıldım.
Mitolojik olayları da cok güzel icine işlemişler. Dayanamayıp ikinci kitaba da başladım hemen.
Sonuc ne mi tabikide cok cok cok cok oneriyorum, okuyun ve Julian'i sevin.

Bu kitapla bir seriye daha nokta koyduk.
Serinin en iyi kitabıydı bence. Kibir dükü Simon ile meşruluğu dahi şüphe konusu olan, bela mıknatısı leydi Juliana. İki zıt kutup birbirlerini delicesine çektiler:))
Leydi Juliana beklediğimden de iyi bir karakter çıktı. Biraz şımarık hoppa bir tip bekledigimi kabul ediyorum. Oysaki kızımızın bunlarla alakası yok. Annesinin skandallari gölgesinde kendine bir yol bulmaya çalışan naif seker bir kizcagiz aslında.
Kibir Dükü Simon ise küçüklüğünden beri unvanı ile büyümüş. Hayatını unvanı üzerinden yaşamış aslında sevgiye aç bir beyefendi. Bir onceki kitaptan hatirlarsaniz, kardeşine cok düşkün olduğu halde skandalı sebebiyle onu bile yok saymıştı.
İste bu kitapla Simon her şeyin saygınlık olmadığını, Juliana'nin 11 skandalini tek tek yasayarak ogreniyor. Aslinda 12 ama biri Simon'un ustune kaldi :)) (o da malum Simon'un baloyu basmasi)