E-Dergi

Uzun zamandır okumak istediğim bir romandı ve sonunda tatilde amacıma ulaşıp okudum. İyi ki de okumuşum... Kitabın satırlarını dehşete düşerek okudum. Burgess'in zekasına ve kurgusuna hayran kaldım. Hep merak etmiştim neden "portakal" yani "orange" kelimesi kullanılmış diye. Kitabın içinde ve arka kapağındaki bilgilendirme sayesinde aydınlandım. Kitabın kahramanın ağzından Burgess'in oluşturduğu argo olan nadsat ile anlatılması olayları daha gerçekçi kılmış bence. Aslında orijinal dilinde de okumak isterim. Önemli eleştirilerin satır aralarında ilmek ilmek dokunduğu gerçek bir eser. Herkesin okumasını tavsiye ederim.

Ankara-Trabzon seyahatimde bana arkadaşlık eden güzel eserdir kendisi. Yolculuğumun ilerleyen saatlerinde başlayıp yaklaşık 1 buçuk saatte aralıksız ve soluksuz okudum. Her sayfada acaba ne olcak diye diye son sayfaya geldim. Kitap bitince üzüldüm biraz çünkü daha keşfe çıkacağım çok ayrıntısı vardı ve ben daha doyamadan bitti. Kitapta bahsi geçen "Unutulmuş İşletmeler" bölgesine gidip ben de bir şeyler bulmak isterdim açıkçası. Kesinlikle bambaşka bir dünyanın kapısından içeri alıyor insanı ve sıradışı bir seyahate çıkarıyor. Ütopik ve distopik roman sevenler için de güzel bir seçim olacaktır bu kitap.

Kitabı daha yeni bitirdim ve keşke biraz daha devam etseydi diye düşündüm. Kitabı ne zaman elimden bırakmak zorunda kalsam tekrar elime almayı hep dört gözle bekledim. 1984'ten sonra okuduğum ikinci George Orwell kitabı, ine başarılı yine kurgusu muhteşem. Sömürgecilik ve sınıf ayrımını eleştirel bir anlatımla okura sunmuş Orwell, yerlilerin sömürge efendilerine bakış açısını ve sömürge efendilerinin yerlilere bakış açısını güzel bir şekilde işlemiş. Kitapta en sevdiğim şey; Flory adlı karakterin yerlilerle olan ilişkisi ve onlara karşı diğer efendilerin tam aksine karşı olan tutumu idi. En nihayatinde, yine hayran kaldım Orwell'e.. Kesinlikle tavsiye ederim!

Güzel bir kitap... Okurken ana karakterle oturup dertleşmek istediğim oldu... Tam da hayattan kopmuş şeylerden bahsediyor aslında...Ergelik psikolojisine ve buhranlarına ışık tutuyor..Biraz da ebeveynlerin tutumlarını ön plana çıkarmaktan ziyade ergen çocukların toplumu nasıl değerlendirdiğine değiniyor, onların da haklı olduğu konuların olduğuna vurguluyor...Okunduğunda insanı aydınlatacak bir kitap olduğu kanaatindeyim...

Büyük merakla okudum, kısa ve öz anlatıma sahip bir roman. Voltaire kendi felsefesini Leibniz'in iyimserlik felsefesini eleştirerek ortaya koyuyor. Roman içinde ana karakterin iyimserlik felsefesini sorgulayış şekli ve buna rağmen bu fikre bağlılığı dikkat çekmektedir.Ana karakterin her sebebin ulaştığı sonucun en iyi sonuç olması fikrinin aslında görüp geçirdiği hayatlarda bulamayışının yarattığı karmaşa ön plana çıkıyor. Açıkçası, romanın sonucu beni oldukça şaşırttı, bir yandan da farklı ve güzel bir bakış açısı kazandırdı. Velhasıl, ufuk genişleten, biraz da sorgulatan bir roman...