Toplam yorum: 3.081.885
Bu ayki yorum: 1.565

E-Dergi

Pınar Zengin Tarafından Yapılan Yorumlar

08.02.2024

Okumaya başladığınız anda kitabı bir anda bitirmek isteyeceğiniz, Japon kültürü ve geyşalık kavramı üzerine farklı ve yeni şeyler öğrenebileceğiniz bir hayat hikâyesi.

Kitapta ufak bir kız çocuğunun ailesi tarafından nasıl ve ne şekilde satılıp bir geyşa olma yolunda acılarla olgunlaşması ve baş karakterin yani geyşanın sevdiği erkeğin gözleri önünde sürekli farklı erkeklere hizmet etmek zorunda kalması etkileyici bir dille anlatılmış.

Akıcı bir dille anlatılan, hatta okumuyorsunuz da, kendi kulaklarınızla dinliyormuşsunuz gibi bir anlatım var. Okunması ve kitaplığınızda bulunması gereken samimi kitaplardan bir tanesi.
07.02.2024

Tuna Kiremitçi'den daha önce bir iki kitap daha okumuştum ama genellikle polisiye türünde kitap okuyan biri olarak, Tuna beyin ilk polisiye kitabı olan mezun cinayetleri kitabına da fırsat vermek istedim.

Açıkçası hiç konu düşüklüğü yok, hata yok. Yalnız her polisiye kitabında belge detayları vs olmadığı gibi bu kitapta da o detaylsr yok. yani yerinde bırakılmadığı zaman sıkıcı olabilecek detaylar yok. Son 50 sayfaya kadar katilin kim olduğunu bilemiyorsunuz. Polisiye türünde kitaplar seviyorsanız tavsiyemdir.
06.02.2024

Sürekli takip ettiğiniz günlük gazetenizin ilan kısmında kendi fotoğrafınızın paylaşıldığını ve bu fotoğrafı gördüğünüzü düşünün. Yürürken takip edildiğiniz hissini yaşadığınızı, arkanızdan adımlar atıldığını, görmesenizde birinin sizi izlediğine iliklerinize kadar emin olduğunuzu düşünün. Kitabın başkahramanı olan Zoe Walker tam da bunları yaşıyor.

Kitabı çözdüm suçlu kesin bu kişi diye düşündüğüm her anda , birden hedef değişiyor. Bir de bunun üstüne kitap bitti, suçlu belli oldu dediğim noktada , suçlu belli değil ve tek bir sayfa kalmış, bütün sır o sayfadan çıktı. Yazar polis kökenli olunca, böyle enfes bir kitap çıkarmış ortaya. Okumanız tavsiyemdir.
05.02.2024

Bu kitapta gerek tarihi olaylar, gerek kurgu, gerek ada atmosferi harikaydı. Güçlü bir kadının hüzünlü ama bir o kadar da engelleri aşma konusunda mücadelesini anlatan bir yaşam öyküsü. Ara ara tarihten alınıp yazılmış bölümlerin bulunması kitaba gerçeklik katmış.

Kitabın kalın olmasına rağmen hem akıcı hem de merak uyandırıcı bir dille anlatılması kitabın çabucak bitirmenizi sağlıyor.

"Atatürk’ün resmine sıra gelince küçük kız resmi aldı, öptü ve kalbine yasladı." Sayfa 45

"Her şey farklıydı. Türkiye, dünya. Değişmeyen tek şey konuşmaması, duyamamasıydı. Kendisi kendisinin hapishanesindeydi. Bir insan konuşamaz, duyamazsa dünya onu yok sayarsa hapishanesinde nasıl dışarı çıkardı?" Sayfa 516
31.01.2024

Aşk hikayesi, adından da anlaşılacağı üzere birinin müslüman birinin gayrimüslim olduğu iki gencin aşkını anlatmaktadır. Kitap Sultan Ahmet'in cami yaptirmak istemesiyle başlıyor ve başkarakterimiz olan Bahşı'nın öz kızı olduğunu bilmeden gördüğü kızı Kaknuşa'ya benzetmesiyle başlar. Tabi o sırada Bahşı 40 yaşlarında ve kızı görmesiyle 20 yıldan beri kaybettiği eşini aramaktan hiçbir zaman bıkmadığı gibi bir umut doğar. Acaba Bahşı eşi Kaknuşa'yı bulabilecek midir?

Yalnız kitap hakkında söylemek istediğim bir şey var, akıcı bir dil hakim olduğu kadar bu kitapta İskender Pala'nın eski kitaplarından (Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk, Katre-i Matem, Od) aldığım tadı aldım. Eski kitaplarımda divan edebiyatından izlere fazlaca rastlarken bu kitapta divan edebiyatına dair fazla iz olmamasına rağmen o kitaplardan aldığım tadı alabildim. Tabiki A-71 ve Surname eserlerini yabana atmıyorum fakat sanırım alışık olduğum kalem o tarzdı. Kısacası okumanız kesinlikle tavsiyemdir.