Yazarın anlatımı ve çevirmenin çok iyi bir çevirisiyle kitap akıp gitti, konunun gittikçe ilginçleşmesini daha okunur kıldı. Bir solukta okudum kitabı.
İçeriğine gelirsek üç bölümden oluşan bir kitap.
İlk bölümde bir genç çocuğun ve otuz küsür yaşında bir kadının ilişkisinden bahsediyor. Bu bölümde üzerinde durulan kısım kadının çocuktan ona sürekli kitaplar okumasını istemesi.
İkinci bölümde yıllar sonra mahkeme salonunda kadının sanıkken, çocuğun da hukuk öğrencisiyken karşılaşmasını anlatıyor. Hanna'nın suçlamalara cevabı ve tepkisi...
Utanma duygusunun hayat karşısında bile ne kadar güçlü kaldığı, bir insanın hayatı söz konusuyken onun düşüncelerine ve tavrına saygı duyup duymama kararsızlığını okuyoruz.
Kitap ilerledikçe çok etkilendim ve hikayenin farklılığına saygı duydum. Başta bir aşk ve gençlik heyecanı okuduğumu sanarken vicdan muhasebesi, geçmişle yüzleşme, toplum suçu mevzularını içeren yazarın ilerledikçe anlatımını coşturduğu bir kitap oldu.