E-Dergi

Yazarın Buhara Yanıyor adlı romanının devamı olan kitap tarihe tanıklık eden bir ibret vesikası gibi karşımızda duruyor. Okuyalım, okutalım.

Söyleyecek söz bulmak çok zor. Buhara Yanıyor ve devamı olan Elveda Buhara romanları tarihe ibretle bakmamızı ve birçok dersler çıkarmamızı sağlıyor. İnsanın gözyaşlarına mani olması çok zor. Eğer birileri vatanına musallat olduysa savaşmaktan başka şeylerin teferruat olduğu ibret vesikalarıyla romanda nakledilmiş. Allah yazardan razı olsun...

Cengiz Dağcı bir Kırım Türkü. Kendinin bizzat şahit olduğu kominist soykırımı, insanının dramını eserlerine ilmik ilmik işledi. Çok sevdiği yurdundan sürüldü ve her daim o topraklara duyduğu özlemle yaşadı. Onlar da İnsandı ortalığa Türklerin sözde soykırım anıtları diken batının yüzüne bir şamardır. Türk ve müslümanları insan olarak görmeyen insanlık dışı unsurlara en güzel hatırlatmalardan biridir. Türk insanının etinden sütünden faydalandığı bir ineğe(Macik) verdiği değeri okuyunca gözleriniz yaşaracak. Kominizmin tek bir kalıba sokmaya çalıştığı insanlarımızın acıklı dramı. Okuyalım ve okutalım...

Cengiz Aytmatov eserlerinde savaş meydanlarını anlatmadı o savaşın arka planında yer alan insanların psikolojilerini, hayata bakışlarını, kominist sistem altında makinalar misali çalıştırılmalarını, tüm olumsuzluklara rağmen insanca duygularını, aşık oluşlarını ve umudu arayışalarını anlattı. Sultamurat da öyle bir hikaye. Mutlaka okuyun derim...

Filmi de güzeldi mutlaka ama bu kitap farklı bir damak tadı bırakıyor. Okuduğum en güzel aşk hikayesi. Mutluluğun değeri kaybedilince anlaşılıyor.