E-Dergi

Yazarın okuduğum ilk kitabıydı ve hiç keyif almadan , zorlanarak okuduğum bir kitap oldu. Ben mi fazla anlam yükledim bilemiyorum ama yeni birşeyler öğrenebilirim , yazarın yetiştiği toprakların kültürünü hissedebilirim diye düşünmüştüm ama aksi oldu .Kitap bittiğinde sadece kuru bir boşluk hissediyordum .

Agatha Christie romanlarını her zaman çok beğenmişimdir. Oldukça sade ve klasik denebilecek yöntemlerle cinayetleri aydınlatmasına rağmen her defasında katil hiç aklımızda olmayanbir kişi çıkar. Bu da yazarın sırrı olsa gerek Okunması kolay ve zevkli bir kitap . Cinayet romanlarını seviyorsanız zaten yazarın müptelası olmususunuz demektir. Şimdiden keyfli maceralar . Merak ediyorum acaba şimdiye kadar kitabın sonuna bakmadan katili keşfeden olabildimi ? :))

Yazar Girit 'te geçmişinin peşine düşerek anıları ışığında Türkler ve Yunanlılar arasında eskiden birarada kardeşçe yaşadıkları içiçe geçmiş yaşamları anlatıyor . Ancak anlatım dili bana biraz ağır geldi .Detaylara ve yer yer tekrarlara sık yer verilmiş. İlk kez bir kitabı okumakta bu kadar zorlandım . Halbuki gerçek yaşam hikayelerini anlatması ilk başta ilgimi çekmişti Ama ilginç olan bir konu ancak bu kadar ağır ve sıkıcı bir anlatım ile dile getirilebilinirdi .

Can Baydarol özellikle AB hukuku konusuna hakimbir akademisyendir. Birçok yerde AB ile ilgili konularda özellikle halkın anlayabileceği dilde AB ve Türkiye ilişkilerini anlatmaya çalışmış ve AB nedir? sorusu gibi insanların kafasında yeralan birçok soruya yanıt vermeye çalışmıştır.Bu kitabında değişik tarihlerdeki makalelerini biraraya getirerek akıcı bir uslupla uğruna baş koyduğu AB ile ilgili düşüncelerini bizlerle paylaşıyor. AB 'YE objektif ve gerçekçi olarak yaklaşıyor ve AB-Türkiye ilişkilerindeki aksaklıklar , yaklaşımlar nelerdir irdeliyor . AB-Türkiye ilişkilerindeki en büyük aksaklık karşılıklı oluşan önyargılar, ezberci söylemlerden oluşan yaklaşımlardır. Yazar Türkiye'nin B üyeliği ile medeniyetler buluşması yaşanacağından yola çıkarak medeniyetler çatışması teorisine karşı çıkarken diğer yandan da AB'nin Türkiye'ye ne kadar ihtiyacı olduğunun altını çiziyor. Türkiye AB 'ye ne kadar muhtaç ise o oranda AB de Türkiye ' ye muhtaçtır. AB özellikle gelecekte siyasi bir birlik olmak istiyorsa ve ortak güvenlik politikası oluşturacaksa Türkiye'nin üyeliğine gerekli önemi vermelidir.

Bahadır Kaleağası TÜSİAD Brüksel temsilcisi olarak çalışmaktadır. Bu yönüyle AB ve AB kurumlarını yakınen tanıma fırsatı bulunmaktadır. Kitabında AB ve Türkiye'NİN birbirini nasıl algıladığı , lobicilik çalışmaları ile ilgili deneyimleri ışığında sade ve akıcı bir uslupta anlatılmaktadır. Lobicilik bizim en eksik olduğumuz yandır. Kendimizi doğru zamanda ve doğru ifade edemediğimiz için mevcut önyargıları da ortadan kaldıramamaktayız. Küreselleşen dünyada iletişim çağı yaşanırken tüm ülkeler birbirleri ile yakınlaşmaktadır. Böylesi bir ortamda Türkiye fırsatları zamanında ve ülke çıkarı doğrultusunda değerlendirmelidir. Yazar bu çalışmaların içerisinde ve AB'nin kalbi Brüksel de bulunduğu için farklı ve objektif yaklaşımları vardır. Herkesinrahatça okuyabileceği bir kitap .