E-Dergi

Bir dinozor olmak. Hem nesli tükenmiş hem de bir o kadar akıllarda hayallerde dimdik kendisini hissettiren. İşte Mina Urgan'da kendisini dinozor olarak tabir ettiği kitabında bir hayatı nasıl dinozor gibi devasa yaşadığını tarihsel bir açıdan anlatır. Kimler yoktur ki bu dinozorun anılarında: Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Adnan Menderes, Cevat Şakir, Behice Boran, Sait Faik ve dönemin önde giden en önemli Türk Edebiyat Yazar ve Şairleri... Bu kitabı okurken bir kişinin bencilliğinden doğan bir hayat hikayesi değil geniş vizyonundan ortaya çıkan bir edebiyat tarihi okurken yakın tarihimizin izlerine de şahitlik etmiş olacaksınız...

Anlaşılmak mı anlaşılamamak mı yeğ tutulur? Yeni sıfatı beraberinde akla eskiye ne olduğunu anımsatmaz mı? Yenikonuş diye bir dil türetildiğinde Eskikonuş'ta ne eksikti demez misiniz? Edebiyatı, sinemayı, siyaseti anlamamız neden bazılarını rahatsız eder? Neden yeni bir dil türetilerek yöneticilerimiz, büyüklerimiz tarihimizi, geçmişimizi bizden saklamak isterler? Neden bizlere mutant bir dünya öngörülmüştür? 1947 lerde kaleme alınan bir kitabın Bin Dokuz Seksen Dört tarihini kendine ad edinmesi şuanki dünyamızı nasıl bu kadar kestirebilmiştir? Tele ekranların önünde, özel yaşamın imkansızlığnda dünyamız Stallin etkileri ile dolu iken bizler düşünmekten ne denli uzaklaşmışız? Neden? Nedenini merak edenlere bu kitap işte...

Bir deneme... Tüm denemeler gibi birçok referans barındıran içinde. Rüzgarın attığı yöne ilerleten... Her sayfasında yeni bir dem, yeni bir birikim. Tek kitabın bünyesinde birçoklarını barındıran... Kendisini övmeden başka başkalarına atıflarda bulunan...

Bir yolculuktur hayat. Kişi bu yolculuğunda başa başka şeyleri tanımayı, öğrenmeyi amaçlamaktadır ama farkına varılmayan bir nokta vardır ki asıl öğrenilen, farkına varılan yine kişinin kendi dünyasıdır. İşte bu noktada yazar kendi dünyasını aydınlatırken ruh eşine de rastlar ama her tercih bir vazgeçiştir ve Havran'a dönmek Raif bey için yeri doldurulmaz bir hayat rehberini kaybetmeye yol açar. Çok akıcı olan bu kitap edebi anlamda da çok güçlü. Yabancı yazarlara olan düşkünlüğümüze ara verip kendi içimizden çıkan bir yazarı tanımak için verilmesi gereken iyi bir mola olabilir.

Kafa bu eserde kitap boyunca ne oldugunu aciklamadigi bir davanin pesindedir. Kafka'nin olay örgüsü hukuk okudugu yillari hatirlatmaktadir. Digre bir yönü ile ise bu kitap yahudiligin ince cizgisinde yetistirilmis Kafka'nin bunlari nasil irdeledigidir...