E-Dergi

Her ne kadar yazarın bazı kullandığı argümanlar ve yapılan insafsızca hakaretlere sessiz kalması okuyucu rahatsız etse de bu görevin de başka türlü yerine getirilemeyeceği düşünüldüğünde anlayışla karşılanabilir.
Hani biz hep deriz ya olaylara karşındakinin gözüyle bakmak gerekir yani empati yapmak işte bu kitap bunu sağlıyor en azından soykırım olmasa bile insanların yerinden,yurdundan ayrılmasının acısını anlayabiliyor işte bu acıdır ki onlara ermeni soykırımı olduğunu dünyaya kabul ettirme enerjisi,azmi veren,gerçekler her ne kadar farklı olsa da...

Kitaptaki imla hataları bir yana kurgu açısından da çok zayıf olduğunu düşünüyorum.Kitabın anlatımı üç koldan devam ediyor ve bu kollar arasındaki bağlantı çok zayıf.Kitabın sonuna geliyorsunuz heyecanla ne olacak die bekliyosunuz yazar hala bahçede kurulan türk usulü kahvaltıdan bahsediyor.500 sayfa boyunca herşey tekrar tekrar anlatılıyor açıkcası bu kitap için harcadığım zamana ve paraya üzüldüm.

Kitabın başlığından etkilenerek satın aldım çünkü benimde içimdeki şeytanla başım dertteydi.Kitabı bitirdiğimde içimdeki şeytana dair pek bi şey bulamasam da etkili bi eser olduğunu söyleyebilirim özellikle kişi tahlilleri çok başarılı ve o dönem ki hayat koşulları ii anlatmış.

Kitabı aldığınızda her ne kadar ilk tarihi roman olduğunu düşünerekten hareket ediyorsanız da kitap tam olarak tarih romanı değil sadece kitabın giriş bölümnde 50- 60 sayfa tarihi bilgi verilmiş ondan sonrası ise klasik cüneyt arkın filmleri ve yeşilçam aşklarıyla dolu tarzı bi roman.Tavsiye ederim okumanız için akıcı ve etkileyici bir kitaptır.

Kitapta yazarın savcılık döneminde başından geçen ve onu çok etkileyen olaylar 3-4 sayfalık bölümler şeklinde anlatıyor.Bunları okurken kimi olaylarda gülüp geçiyor,kimi olaylarda içinizin parçalandığını hissediyor kimi zaman da dehşete düşüyorsunuz.
Savcılık mesleğini düşünen her öğrencinin mutlaka okuması gerekn bir kitap olduğnu düşünüyorum,mesleğin her ne kadar hep zor tarafları anlatılmış ve şikayetvari bir hava varsa da yazarın en son cümlesinin her şeye rağmen savcılık günlerimi özlüyorum olmassı da düşündürücüdür.