E-Dergi

güzel bir kitaptı fakat ben Bahar Tanrıçasını daha çok beğendim.
Mitolojik Tanrıların da çaresiz kalabileceğini, gerçek aşka ihtiyaç duyabileceğini anlatıyordu. Aşk için nelerden vazgeçilebileceğinin güzel bir örneği vardı. Pegasus Yayınevine küçük bir eleştiri yapmak istiyorum.Şu kapak resimleri orjinalindeki gibi olsa inanın çok daha hoş olacak...

kitap okumayı çok severim. Özellikle aşk ve macera kitaplarını. Kitapta Lucy, kafasına darbe alıyor ve bıçakla hafif bir şekilde yaralanıyor. Sol tarafından, kalbine yakın biryerden. Eşi ve kitabın erkek kahramanı Simon kadını kaybetme korkusu ile "sevişelim ki seni kaybetmediğiimi anlayayım" mantığıyla Lucy ile sevişiyor. tedavi bile etmeden, yada doktor bile getirmeden... işte kitapta koptuğum ve artık okumasamda olur dediğim nokta buydu. Yani bıçakla yaralanmış, üstü kan olmuş, kafasına darbe almış eşini öyle görünce bir erkek nasıl arzu duyabilir anlamış değilim. eşini kaybedebileceği korkusuna kapılır, endişe duyar, bunu yapanlara kızar, öldürmek ister ama arzu duymak bana acayip ters geldi. Tamam bu bir roman, romanlarda gerçek hayatta olmayan pek çok şey olur kabul ediyorum. bu kadar da olmaz diyorum...

güzel anlatımı olan hoş bir kitaptı. heyecan orta karardı. okuyup okumama kararı sizin... vaktiniz varsa ben okumanızı tavsiye ederim.

büyük bir zevkle okudum. yazar üç kitaptada aynı fantastik heyecanı, gerilimi ve bilmeceyi vermiş. nasıl anahtarı bulacak diye düşünmekten kendimi alamadım. sıra ile okumanızı tavsiye ederim.

okumak istiyorum, okumak istiyorum. okumak istiyorum...