E-Dergi

kitap döneme ışık tutan ve hala ordu siyaset arasındaki ilişkilerin ne yönde olması gerektiğini anlatmaktadır aslında. Kitap aslında Dönemin Osmanlı ordusu içindeki farklılaşmalar ve siyaset ile ilişkisinin çok çetrefilli ve hala anlaşılamamış noktalarına değinmektedir. İttihat ve Terakki Cemiyeti ve ordu arasındaki ilişkiyi açıklayan Bab-ı Al-i Baskını tipik bir örnektir.

Atsız bir fikir ve hareket adamıydı. O çağının siyasi ve ekonomik zorluklarına karşı hep mücadele etti. Hiçbir zaman yılmadı pes etmedi. Onun en büyük özelliği ise Ruh Adam oluşuydu. Hiçbir zaman siyasi ve ekonomik çıkar gütmedi. Yazılarıyla Başbuğ Alparslan Türkeş'i sonuna kadar destekledi taki 1969 yılına kadar. Bozkurtlar kitabını filme çekmek isteyen Amerikalılırla bile anlaşamayan Atsız öldüğü sırada bile yanında sadece iki dostu vardı. Hüseyin Nihal Atsız için en güzel söz şu olması gerekir bence 'Atlıyı atından bile indirir.' Sade bir hayat yaşayan Atsız öldüğü yıllarda bile ailesi yanında değildi ne yazık ki ama o hiç taviz vermez yaşantısıyla Türk Milliyetçilerinin kalbinde taht kurmuştur. Ne yazık ki Türkiye onu hala anlayamamış anlamamaya da devam etmektedir. Bugün hayatta olsaydı Kerkük'te ışid'e karşı Türkmenlerle omuz omuza savaşırdı. TÜRKEŞ ve ATSIZ arasındaki ilişkilerin gerçek yüzünü inşallah bir babayiğit çıkarda yazarsa bu Ülkücü camia için büyük bir çalışma olacağını düşünüyorum. Cenaze namazında ise söylenen o meşhur söz Atsız'ı çok iyi anlatmaktadır. Bu söz ise şudur:' Bu musalla taşı böyle bir er kişi daha görmedi.' son sözüm şudur ki Atsız hoca İslam ritüellerine bağlı olarak cenaze merasimi yapılmıştır.

Atsız hocanın ne kadar sade bir hayatı olduğunu ve bin bir güçlükle dergiler çıkardığını bu eserde görmekteyiz. Hayatından taviz vermeyen karakter sahibi Hüseyin Nihal Atsız tam bir fikir ve dava adamı olduğunu göstermektedir. Türkeş ile aralarının açılmasını bile siyasi bir propagandaya dökmemiş hep gizli tutmuştur. Geçen Kadir Mısırlıoğlunu dinledim ve şunu kendime dedim Atsız büyük bir tarihçidir : çünkü Kadir denen zat sürekli insanların özel yaşamını ele alarak tarihçilik yaptığını zannediyor. Atsız'ın Kürtler için yazdığı makaleden dolayı hapse girer ve yaşı yükbüyük ve sağlık sıkıntılarından dolayı dönemin cumhurbaşkanın'dan af istemiş bunu söyleyen Kadir şerefsizin tam kendisidir. Atsız ATLIYI ATINDAN İNDİREN ADAM hiç kimseye muhtaç olmamıştır.

Kronolojik olarak anlatılması ve Osmanlı kurumlarını açıklayıcı bir şekilde sunulması ittifakların oluşması isyanlar kitabı polisiye kitapları kadar sürükleyici yapmıştır. Duraklamanın anlatıldığı bu kitapta; layihacıların yazdıkları ve padişahın fermanlarını açıklayıcı bir dille bize sunan Halil hocaya teşekkürü bir borç bilirim.Yapılan ıslahatlar ve karşı isyanlar şeklinde görülen ayaklanmalar ve sonunda da padişaların çaresizlik içinde kalışını anlatan bu eser bir hazine değerindedir.

Okudukça kendimi hep Atsız Hoca' nın öğrencisi hssettim. Onun biz TÜRK MİLLİYETÇİLERİNE bıraktığı hazine hala kalbimizde yaşıyor. Onu okumak yeniden doğmak gibidir. Onu hissetmek belki de Tanrı Dağları 'nın doruklarında olmaktır. Atsız Hoca ya Almancı deme cüretini gösteren zavallı ünivarsite hocalarına zavallı olduklarını ; gerçeği çarpıtarak anlattıkları için burdan hapsine sadece şunu şöylemek isterim " hepiniz bir zavallısınız"
Bu kitabı yazan Hayri Yıldırım Hocaya selamlar olsun.