E-Dergi

Merhum Erbakan denince akla; mücadele gelir, hizmet gelir, memurlara yapılan zam gelir, nezaket gelir, zeka gelir, ilim gelir, sanayi gelir, İslam gelir, iman gelir, cihad gelir, dava gelir... İşte bu kitap, onun davasını anlatıyor. Kendisinin gerçekten İslam'ı tam mahiyetiyle kavradığını, bu nadide eserini okurken bir kez daha anladım. Felsefeden, Müslümanların mucidi oldukları icatlara kadar, siyonizmden sanayiye kadar tüm cehdini bir kez daha anlatıyor rahmetli. İnşallah davası yerde kalmaz. Ruhu şâd, mekanı Firdevs cenneti olsun!

Hanefî mezhebince amel etmiş Müslümanların, mezheplerinin delillerini öğrenmesi ve en azından ilmihal derecesinde zaruri fıkıh bilgilerine sahip olması açısından tetkik etmesi gereken bir eser.

İmam Şafiî, İmam Malik ve İbn Hazm'dan da kaviller aktarılmış. Günümüzün tartışmalı meseleleri; satranç, tavla gibi oyunların hükmünden tutun da cihada kadar pek çok malumat barındırıyor.

Bugün, sürekli değişim içerisinde bir dünyada yaşıyoruz. Batı menşeili düşüncelerin İslam dünyasında karşılık bulması tabiidir. Zira İslam alemi şaşkınlık içerisinde. Müslümanların durup durup kendilerine sordukları, ''halimiz nicedir?'' suali, Tanzimat ricalinden günümüz Çankaya erkanına kadar devleti yenilemeye, düşünceyi revize etmeye çalışmıştır. Ve İslam aleminin eline, kimliğini kaybetmekten başka bir şey geçmemiştir.

Merhum Kutup'un bir İslamî sosyalizm düşüncesi vardı. Bu kitap da bunun bir başka ayağıdır. İslam, hiçbir beşerî sistemle el ele yürümez. İslam'ın nizamı bellidir; tarih boyunca gelip geçen büyük İslam alimleri açıklanacak her şeyi açıklamıştır, muteber tefsir kitaplarında ayetler tefsir edilmiştir. Fıkıh kitaplarında vakıfların ve mülkiyetin ne şartlarla devlete geçebileceği bellidir. İslam tarihi yazılmıştır; Osmanlı tarihindeki hukuksal müeyyideler de vesikalarımızda kayıtlıdır.

Velhasıl kelam, ne olduğu meçhul kimselerin ayetleri tefsir etmesine İslam aleminin ihtiyacı yoktur, sosyalistlerin vardır.

Biz Müslümanız, sosyalist değil...

Bu kitap, bir ''Modern İslam'' yorumu değil; ''Modernleşmemiz gerekiyor, İslam'ı yeniliyoruz'' diyen bir kitap da değil. Yıldız Teknik Üniversitesinde sosyoloji profesörü olan, aynı zamanda İslamî kültürde ve duyarlılıkta zirve yapmış bir kimse olan Bedri Gencer hocanın, Napolyon'un Mısır'a gelişiyle başlayan İslam'daki modernleşme sürecini ve buna yönelik etki/tepki ilişkilerini incelediği harikulade bir eser bu. Ahmet Cevdet Paşa, Sava Paşa, Cemaleddin Efganî, Muhammed Abduh, Mustafa Sabri Efendi gibi önemli figürlerin İslam yorumlarını, düşüncelerini ve fikirlerini; muhafazakârlık/gelenekçilik/reformistlik bakış açılarından ele alıyor. Mısır'ın İslam yorumuyla, Türk İslam yorumunu karşılaştırıyor. Batının kozpolitanlaştırıcı siyasetinin dine ve ona bakışa etkilerini inceliyor. Tanzimat'tan Cennet Mekan Abdülhamid Han'a, oradan 1900'lerin ilk yarısına uzanan sürece bir bakış atarak, Batının gelişine İslam'ın ideolojik olarak verdiği refleksi gözler önüne seriyor.

O mu... Bedri Gencer, tabii ki modernizmin değil; İslam'ın safında!