Toplam yorum: 3.081.820
Bu ayki yorum: 1.500

E-Dergi

belpo Tarafından Yapılan Yorumlar

11.02.2011

Türkçenin sözvarlığı (vocabulary) hakkında yazılmış tek kitap sanırım, en azından ben başka bir çalışma bulamadım. Oldukça doyurucu ve baskı kalitesi de çok iyi.

Hep Türkçeye kötü etki eden dillerden bahsedip yakınırız ya, burada Türkçenin etkilediği başka dilleri de görüp daha sağlıklı yargılara varabiliyoruz. Ayrıca unutulan/unutulmaya yüz yutmuş bazı sözcükleri ve kullanımları belirlemek ya da tekrar canlandırmak isteyenler için de çok faydalı. Kaynakçadan anladığım kadarıyla da uzun bir araştırmanın ürünü.
11.02.2011

Başlıklardan yola çıkarak çoğunlukla şiire odaklanmış bir kitap olarak görülse de, bence aslında her tür metni, hatta edebiyat haricindeki diğer sanat türlerini de "okumada", anlamlandırmada büyük bir boşluğu kapatan iyi bir yol gösterici olarak rehber edilebilir. Hatta daha ileri okumalar için, kitapta bol bol geçen yazar ve eser isimlerini araştırmanız da oldukça faydalı olacaktır. Keşke bu tür kitaplardan daha fazla çıksa.
11.02.2011

Kitap oldukça kalın olmasına rağmen, sonuna geldiğinizde her cümlenin ayrı bir tadı, ayrı bir yeri olduğunu anlıyor ve gereksiz hiçbir şeyin kitapta bulunmadığını görüyorsunuz. Kitabın güzel yanlarından biri de Daniel kendi macerasını yaşarken, arka plandaki Barcelona halkı da sanki bir tepeden izliyormuşsunuz gibi günlük yaşamlarına devam ediyor. Mustafa Karabiber'i kutlamak gerekiyor çünkü çok temiz bir çeviri yapmış.
11.02.2011

Filminden daha iyi olan kitaplardan bu da. Filmde kuşa dönen kurguyu kitapta derinlemesine işlenmiş ve dallanıp budaklanmış halde buluyorsunuz. Buradaki karakterleri izlemektense hayal etmek çok daha eğlenceli. Ayrıca geriplanda atmosferi oluşturan İtalya betimlemeleri insanda tatile çıkma isteği uyandırıyor. Highsmith'in kendisi gibi aykırı bir kitap aslında. Çevirisi de iyiydi.
11.02.2011

Kendisi de kısa bir dönem casusluk yapmış olan yazar, gerçeğe çok yakın karakterler ve türe aşina olmayanların hemen fark edemeyeceği derinlikteki olaylarla okuru bağlanmasını iyi biliyor. Yazar, röportajlarında "gerçekte olmuş olayları mı yazıyorsunuz" sorusuna inatla "hayır" cevabını vermesine rağmen, sadık hayran kitlesinin aksine inanmak için çok nedeni var. Özellikle, bu kitapta şöyle bir görünen ama adına bir seri başlatılan Smiley karakterinin yeri apayrıdır.

Bu kitabı okumaya başlamadan önce James Bond tarzı karikatürize ve sırf heyecana yönelik bir kitap olmadığını bilmenizde fayda var. 007'nin de yeri ayrıdır tabi.

Fakat çevirisi -okunabilir olduğu halde- ufak tefek sorunlarla dolu. Eh, aynı çevirmenin daha kötü çevirilerini de okumuştum, ne yalan söyleyeyim.