E-Dergi

Bir anlık heves ya da istek ile bir hata yaptığınızı ve zaman ilerledikçe bu hatanın size neler kaybettireceğini fark ediyorsunuz. Aslında yaşamınızda ki güzellikleri görmenizi, kendinizi ailenizden soyutlayıp kurduğunuz hayatın size neler kaybettirdiğini gösteriyor. Kitabı okurken aslında hayatımızda ki güzelliklerin farkında olmadan yaşadığımızın, bir karar almadan önce o kararın hayatımıza katacaklarını veya bizden alacaklarını düşünmeden davrandığımızı fark ettim. Ailenin önemini, aile ile vakit geçirmenin önemini de vurguladığını düşünüyorum.

Çanakkale zaferinin ne zorluklar altında kazanıldığını kurgulanmış bir hikaye ile hem kendi açımızdan hem de savaşa katılan diğer ülkelerin insanları açısından görmemizi sağlıyor. O kadar severek okudum ki kitabı okumamın üzerinden 1 aydan fazla zaman geçmesine rağmen hala karakterler hayatları gözlerimin önüne geliyor. Buket Uzuner'i in konuları kaleme alışı sade ve anlaşılır olduğu için de hiç sıkılmadan okuyabileceğiniz üzerinde düşünüp milli duygularınızın kabaracağı bir eser olmuş.

Simyacıyı okuduktan sonra yazara hayran olmuştum; fakat bu kitap bende aynı etkiyi uyandırmadı. Bu kitabında yazarın daha basit kaldığını düşündüm. Simyacıda ki kadar etkili bir dili yoktu. Belki yaşanmış bir olay olduğu için kendi yorumlarından ziyade olaya dikkat çekmek istedi bilemiyorum. Simyacıyı okumayanlar önce bunu okuduktan sonra Simyacıyı okusun derim.

Bir insanın hayatının bir anda nasıl değişebildiğini güzel bir konu ile betimlemiş. Hayatın size ne getireceğini veya ne götüreceğini bilmeden yaşadığımızın örneği.

Değişik bir kitap, insanların neden cinayeti engellemediğini çözmeye çalışırken bir yandan da diyorsunuz ki kader de ölüm varsa kaçınılmaz. Başından beri bilinen cinayetin soruşturmasını yaptım sanki :)