Toplam yorum: 3.080.622
Bu ayki yorum: 300

E-Dergi

Abdurrahman Sefa Tarafından Yapılan Yorumlar

08.02.2007

Küçük bir kızın babasının ölümünün ardından kurtadamlarla, kar leoparlarıyla ve vampirlerle anlaşarak, yenilmez olarak nitelendirilen bir orduya karşı ülkesini korumaya çalışmasının anlatıldığı bir eser. Kitabın ilk sayfalarında sürükleyici olan eser sonlara doğru bu özelliğini kaybediyor ve kitabın sonunun bir an önce gelmesi için sabırsızlanmaya başlıyorsunuz , ne yazık ki tahmin edilebilir bir sonuçla karşılaşıyorsunuz. Yinede okunmaya değer bir kitap.
08.02.2007

Bir solukta okunacak harika bir eser, Kitap, insanı büyülü ortamında ağırlıyor ve sizde olaydan olaya sürüklenip gidiyorsunuz. Yazarın okuduğum ilk kitabı ve çok beğendiğimi vurgulamam gerekiyor. Bu tip eserlerin meraklılarına şiddetle tavsiye ederim.
08.02.2007

Sultan Abdülhamid'in yıkılmak üzere olan bir devleti nasıl ayakta tuttuğu, hangi güçlüklerle karşılaştığı okuyanı sıkmadan akıcı bir şekilde anlatılmış. Osmanlı'nın üzerine oynanan(günümüzde de aynı oyunlar devam etmektedir) büyük oyunları usta bir şekilde etkisiz hale getirmeyi başaran Ulu Hakan'ı yakından tanımamıza olanak sağlayan eser ; bu büyük şahsiyetle ilgili bilmemiz gereken zorlu bir hayat hikayesine ve onun hayatından çıkarmamız gereken önemli derslere ışık tutmuş. Mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
21.06.2006

Kitap bir doktora tezi olarak hazırlanmış daha sonra Ötüken Neşriyat ve Abdullah Demir'in çalışmaları sonucu okuyucuya sunulmuş.Dili kullanılan Osmanlıca kelimelerin çokluğu yüzünden oldukça ağır denilebilecek nitelikte ancak cümlelerin gelişinden kelimelerin anlamlarını anlayabilmenizin yanı sıra bazı kelimelerin manâlarınıda sözlükten öğrenmeniz ya da bir bilene sormanız gerekmektedir.
Verdiği fetvalarla bir döneme imzasını atan Ebussuud Efendi'nin fetvalarını da eserin içinde bulmanız mümkün. Meraklılarına önemle duyrulur.
16.06.2006

"rusların bilmedikleri bir şey vardı;karşılarındaki ordunun rastgele bir ordu olmayıp;at sırtında doğup at sırtında ölen, dünyaya defalarca ün salmış, çok güçlü orduları di
ze getirmiş,defalarca büyük devletler kurmuş TÜRK MİLLETİ'nin bir parçası olduğunu unutuyorlardı." kitapta da yer alan bu cümle aslında her şeyi aşikar bir şekilde anlatmaya yetiyorda artıyor bile.Biz Türkler'in asla ve asla savaş meydanında yenilmeyeceğini bu yüzden diğer devletlerin yürüyeceği politikalar izleyecekleri siyasetler neticesinde milletin arasına nifak tohumları ekip onların kendi aralarında birbirlerini halletmelerini sağlamayı , devletin ileri gelenlerini karalayarak onların milletle aralarının açılmasını sağlamayı amaçlamaktadır.Bu sayede gayritürk ve gayrimüslim olan bu devletler arzu ettikleri başarıyı kahpece kazanmayı planlamaktadırlar.
Eserimizin de konusu işte bu durumla alakalı.Zamanın güçlü devletlerinden birisi olan Altınordu Devleti'nin yıkılmasının ardından bu devletin yerine küçük hanlıklar kurulmuştur. İşle bu hanlıklardan birisi olan Nogay hanlığının başında Mirza Yusuf isimli bir Han ve Ayhanım isimli bir sultan bulunmaktadır.Siyün Bike'nin anne ve babasıda bunlardır. Siyün Bike doğacağı zaman onun bir erkek olmasını dilemişler ancak takdir-i ilahi onun dünyaya gözlerini kız olarak açmasını uygun görmüştür. Buna o kadar aldırış etmeyen Mirza Yusuf ve Ayhanım kızlarını tam bir erkek gibi yetiştirmişerdir.Bu sıralarda Kazan Hanlığıda(Altınordu Devleti'nin yıkılmasından sonra kurulan Hanlıklardan birisi) fokur fokur kaynamaktadır.Bunun sebebide rusların savaş meydanında yapamadıklarını,Hanlığın önde gelen beğlerini satın alarak(ne kadar Türk oldukları tartışılır),rus sarayında yetiştirdikleri Kazan Hanlarını hanlığın başına geçirerek, hanlığın her noktasına çaşıtlar salarak,her şeyden önemlisi meyhanelerde çalıştırdıkları birbirinde güzel rus yosmaları(Türk erkeklerinin aklını karıştırmak ve bulandırmak amaçlı çalıştırılıyor bu yosmalar)sayesinde ruslar izledikleri bu politikayla devleti güçsüz düşürüyor ve istediği gibi at koşturuyordu.Babası Mirza Yusuf'tan bu üzücü haberleri öğrendikçe içi içine sığmayan ve hergün Allah'a dua eden ve Türkler'in rus boyunduruğundan kurtulması için bir kurtarıcı göndermesi için Allah'a dua eden Siyün Bike bu dualarının kabul olduğunu çok kısa bi
r süre sonra öğrenir. kazan Hanlığının ileri gelen vatanperver Türk Beğleri ona bu fırsatı verirler. Kazan'a giden Siyün Bike'nin başından geçen birbirinden üzücü hadiselerle sizde kahrolacaksınız. en sonunda Kazanlıların Siyün'e yaptıkları ihanet ve onu ruslara oğlu Ötemiş Giray'la birlikte vermeleri.Vatan aşkıyla yanıp kavrulan,güzel,akıllı,yiğit ve vatanperver bir Sultan'ın başından geçen üzücü hikaye.
Bu konuya da değinmeden geçemeyeceğim; Karadenizde ki Türk hanlıkları ruslarla benlik mücadelesi verirken Osmanlı İmparatorluğu en haşmetli yıllarını yaşıyordu.(Bana göre Osmanlı Devleti Cennet Mekan Yavuz Sultan Selim Han'ın vefatıyla çöküşe geçmiştir).Ama devletin başında bulunan Kanuni Sultan Süleyman Han devlete haseki yaptığı roksalan(nam-ı diyar hürrem) denilen bir rusla günü gün ederken onun oyununa ve Osmanlı'nın hristiyan rusya elçisinin yalan yanlış haberlerine inanarak Karadenizde ki Türkleri kendi kadaerlerine bırakması gerçekten içler acısıdır.
Bu kitapta yaşananların günümüzde de ülkemize iç ve dış unsurlar tarafından oynandığını görmek bu kitabın önemini bir kat daha arttırmaya yetiyor. Kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum.