E-Dergi

Kitabın en önemli ve en güzel noktası Samimiyetle yazılmış olması, bunu daha ilk sayfalardan anlayabiliyorsunuz, yazar bildiklerini öğretebilmek için adeta çaba sarf etmiş. Tek olumsuz yanını da belli bir akışa sahip olmamasını söyleyebilirim. Belirli alt başlıklar altında toplanmayıp Akışa uyulmuş. Röportajlarda da Yılmaz Erdoğan, Saba Tümer ve Billur Kalkavan'ın röportajlarına bayıldığımı söylemeliyim.

Kitaba bizim kültürümüze uymadığına dair eleştiriler yapılmış, tabi ki her kültürün kendine özgü yanları vardır ve kitapta şunu da söylüyor -buradaki her uygulama size uymayabilir siz kendinize uygun olanı seçme hakkına sahipsiniz. ben okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Bu arada önemli tabiki öğrenmek-okumak da gerekli ama onu uygulamak bence çok daha önemli...

Kitap daha çok çocuk kitabı bence ama çocukluğunu özleyen o günleri yad etmek isteyen yetişkinler de yüzlerinde kocaman bir gülümsemeyle okuyabilirler tabi ki...

Yazarın kendi Tasavvuf yolculuğunu okuyoruz, öyle bildiğimiz kişisel gelişim kitaplarından değil ama insana huzur veren mutlu eden ve de çok akıcı -ben 1 günde bitirdim- Bence okunması gereken hoş bir kitap.

Sputnik Sevgilim'den sonra bu kitabı okudum, ona göre bu bana yavan geldi açıkçası... Roman konusunda Murakami'yi daha başarılı buldum, diğer romanlarını da okumayı düşünüyorum.