Batının İslam dünyası üzerine bu yoğun saldırıları, iki uygarlığı günümüzde yeniden karşı karşıya getirdi. Görülecektir ki bu, Batı uygarlığının, bütün insanlığın büyük bir toplum olarak birleştirilmesini ve modern Batı tekniğini kullanabildiğimiz yerdeki, gökteki, denizdeki herşeyin denetimini isteyen büyük hırsının bir parçasıdır. Batının bugün İslam'a yaptığını İslam da sırasıyla, hala canlı olan Ortodoks Hristiyan, Hint, Uzakdoğu uygarlıklarına ve tropik Afrika' da köşelerine çekilmiş ilkel toplumlara yapmakta... Onun için İslam ve Batının çağdaş karşılaşması, geçmişteki ilişkilerinden yalnızca daha canlı ve içten olmakla kamamış; Batılı adamın dünyayı "Batılılaştırma" eylemini açığa çıkaran bir olay olmuştur - iki dünya savaşını görmüş bir kuşağın tarihinde -, bu gerçekten en ilginç ve en önemli olaylardan biri sayılmalı.
Bu yüzden İslam bir kez daha Batıyla karşılaşıyor. Ne var ki bu kez kozlar, Haçlı seferlerinin en kritik dönemlerindekinden daha çok aleyhinde; çünkü çağdaş Batı, ona karşı yalnızca silah yönünden değil aynı zamanda silah sanayiinin son derece bağlı olduğu ekonomik yaşam biçimi konusunda da ve hepsinin üstünde ruhsal kültürde - uygarlık denilen ve kendi kendine dışa dönük ürünleri yaratan ve besleyen o deruni güçte - de üstün.