Yargı kararlarının incelenmesi ülkemizde sık yapılan bir çalışma deÄŸildir. Ancak uygulamaya yön veren ve birçok bakımdan da belirleyici olan yargı kararlarının bütün yönleriyle deÄŸerlendirilmesi büyük önem taşıyan bir husustur. Davalar bu kararlarda benimsenen çözümler doÄŸrultusunda açılmakta veya açılmamakta, savunmalar da yine bu çözümler göz önünde tutularak oluÅŸturulmaktadır.Â
Yargıtay'ın çok ileri boyutlardaki iÅŸ yükü dolayısıyla onama kararları çoÄŸu zaman "usul ve kanuna uygun olan hükmün onanması" biçiminde kısa bir gerekçeyle kaleme alınmakta; bozma kararları da birçok halde uyuÅŸmazlığın sebebi, sav-savunma ve ilk derece (veya Ä°stinaf) mahkemesi kararı bakımından yeterli bilgi içermemektedir. Bozma gerekçelerinin de çoÄŸunlukla "kısa" formüle edildiÄŸini belirtmemiz gerekir.Â
Bütün bunlar, Yüksek Mahkeme kararlarını doğru anlamayı ve doğru değerlendirmeyi zorlaştırmakta ve yanılma payını artırmaktadır.
Ä°leriki sayfalarda yer alan yorumlarımızın bir kısmı hatalı da olsa, bunları meslektaÅŸlarımızla paylaÅŸmanın (en azından tartışmaya açmanın) yararlı olacağı inancıyla yargı kararlarına iliÅŸkin ilk cildi daha fazla gecikmeden yayınlıyoruz. Bu ilk cilt, ağırlıklı olarak sigortacının tarafı olduÄŸu uyuÅŸmazlıkların duruma göre hangi yargı kolunun alanına gireceÄŸi; tüketici mahkemelerinin hangi koÅŸullarla davaya bakacağı; trafik kazalarından kaynaklanan istemlerde ticaret mahkemelerinin ne zaman görevli sayılması gerektiÄŸi ile ilgili kararları içermektedir. Ãœlkemizin, uyuÅŸmazlığa hangi mahkemenin bakacağı hususunda yıllara yayılan bir kararsızlık dönemi geçirmesi çok dikkat çekicidir.Â
2011 tarihli Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlüğe girmesi sonrasında, bu kanun hükümleri çerçevesinde yeni içtihatlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Bunları da izleyen zamanlarda ikinci ve üçüncü ciltlerde  ele alabilmeyi umuyoruz.