orhan pamukun çoğunlukla 1975-1985 yılları arasında geçen ama 2005’e kadar da süregelmiş son romanı.konu edindiği dönem son derece güzel anlatmış,insanda nostalji hissi uyandırıyor. okudugum en guzel kitap değil muhtemelen her okuyan kendini fusun'la/kemal'le özdeşleştirmektedir. galiba kitabin basarisi yasak ask romani olmasindan kaynaklaniyor biraz da...
daha önce hiç orhan pamuk okumadığım için yazarı tanımak amacıyla aldığım 5 günde bitirdiğim son gün 250 sayfa okuduğum çok çok degisik bir romandır. değişik burada hafif bir sıfat olarak kalmış olabilir ama benim anlatmaya çalıştığım hakikaten değişik olduğudur. yazarın eski kitaplarını ve tarzını bilmeme rağmen öncelikle cümleleri ağırlaştırmadan mükemmel anlaşılabilirlikte ve sade anlatımındaki tasvir gücü cidden başarılı. sahneler, dekorlar ve kişilerin bakışları bile gözünüzün önünde canlanabiliyor. abartılı anlatmam gerekirse öyleki nerdeyse evin içindeki kokuyu bile duyabilirsiniz. kişiler, karakterleri ve psikolojik durumları üzerinde ciddi bir çalışma var. ya da hakikaten çok iyi bir analizle çevresindeki benzer karakterlerden alınmış. çünkü karakterlerin olaylar karsısındaki tepkilerinden ve alışkanlıklarından kahramanları tanışıyormuşuz hissi yayılıyor. en görülmek istenmeyen takık ve bağlanmış yanları anlatırken bile rahatsızlık duymuyorsunuz. aslında bu hoşunuza giden bir rahatsızlık. cidden farklı, güzel ve dediğim gibi değişik bir kitap.
Orhan Pamuk’un hiçbir romanını okumamama, siyasi görüşleri hakkında hiçbirşey bilmememe ve Nobel aldığında benim bile garipsememe rağmen, nötr biri olarak diyebilirim ki çok kısa bir zaman içerisinde az çalışılarak yazdığı, sanatı depresyon ve kötüleme sanatı sanan, eleştirmekten ufukları daralmış başka şey göremeyen bir çok yeni donem yazarla mukayese edilemeyecek başarıda kendisi. de, ki eklerini halen karıştıran bir toplumun üyesi olarak ne derece önemli ama...
tebrikler Orhan bey,